ENANTİODROMİA (Kutupluluk)
ENANTİODROMİA (Kutupluluk)
Evrendeki kutupluluk ve denge yasaları icabı, zıta yönelen herhangi bir güç, kaçınılmaz olarak kendi karşıtını doğurur. Çünkü denge, ancak böyle kurulur.
Meselenin özünde, telaffuzu güç Yunanca bir kelimeyle izah edilen çok önemli bir yasa var: Enantiodromia.
‘Enatio’ (karşı koymak, karşısında durmak) ve ‘dromia’ (koşmak) sözcüklerinden terkip edilmiş bu kelime, bir yöne gidildiğinde, buna karşıt bir hareketin kendiliğinden oluştuğunu anlatmak için ilk kez filozof Heraclitus tarafından kullanılmıştır.
“Yukarıya çıkış ve aşağıya iniş bir ve aynıdır,” diyerek epeyce insanın kafasını karıştırdığını tahmin ettiğimiz Heraclitus, asla görmezden gelemeyeceğimiz bu kozmik yasayı ne güzel kavramış.
” Kutupluluk prensibi, tezahür eden her şeyin, ‘iki yanı’, ‘iki vechesi’, ‘iki kutbu’, ‘bir zıt çifti’ olduğu ve uçlar arasında çeşitli derecelerin bulunduğu gerçeğini anlatır,”
(Üç İnisiye; Kybalion; çev.: Murat Sağlam; sayfa 135-138)
*********************************************
“Kutupluluk yasasının psikolojik versiyonu enantiodromia devreye girdiğinde, aşırıya kaçan tüm davranış ve duyguların zıtlarını ortaya çıkarır. Bu zıtların ikametgâhı, ‘inkâr edilen’, ‘sahiplenilmeyen’, ‘yadsınan’ tüm duyguların biriktiği gölgedir.
“Yeter artık! Bunu yeteri derecede yaptın/ yaşadın/duyumsadın. Şimdi zıttını deneyerek aradaki farkı öğren,” diyen bilincin karanlık yönü tetiklendiğinde şaşırtıcı şeyler oluşur:
Sevgi birden nefrete dönüşür; aşırı iyilik ya da ruhaniyet temel içgüdülere rücu eder; tek yönlü yaklaşımlar karşı görüşü benimsemeye başlar.
Buna verilebilecek örnekler pek çok:
Toplumun en yüksek ahlaki değerlerinin ateşli savunucusu bir fanatiğin hayat kadınlarıyla seks yapması;
Büyük güç sahibi olan işadamının/kadınının geceleri sado-mazo ilişkiler yaşaması;
Yardımseverin çocuklarını döverek hıncını çıkarması gibi.
Yıllardır tanıdığınız birinin aniden karakter değiştirdiğine şahit olduğunuz da bilin ki karşınızda duran o değil onun gölgesidir.
Enantiodromia’nın fonksiyonu bizi bilinçli kılmaktır.
Gerçek şu ki ,şeytanı taşlamakla şeytanı yenmek mümkün değildir…”