Eski Ağza Yeni Tat
Eski ağza yeni tat… Ata değil baba sözüdür benim için…
Her mevsim değişen (özellikle de) meyve menüsü ile birlikte mevsimin ilk meyvesini yemeden önce babamın söylediği sözdü… Önceleri anlamıyordum. “Neden yaz gelip de karpuz, kavun, şeftali çıkınca yemeden önce böyle bir söz söylüyor?” diyordum…
Aynı sözü bir de “dondurma” için söylerdi babacığım… Havalar ne kadar sıcak olursa olsun 1 Haziran gelmeden dondurma yemezdi.
Babamdan sonra yaşamım çok değişti… Artık danışacağım, bilgi alabileceğim birincil kişi yoktu. Annemden aldığım bilgiler ile babamdan aldığım bilgiler farklıydı. Babamın daha farklı bir filozof yanı vardı.
Ondan beri böyle mevsimlik veya dönemli döngülerin getirdiği lezzetlerden önce bu cümleyi kurduğumu, dile getirmesem de içimden dillendirdiğimi farkettim.
Hani anne babalarımızın bazı sözlerini, davranışlarını yerer sonra da büyüyünce onların aynısını yaparız ya; işte aynen öyle oldu benimki de… Ama bu, babamın yerdiğim bir davranışı değildi; örnek aldığım ve devam ettirdiğim bir katkısı oldu yaşamıma…
Malum; Bahar geldi diyebiliriz artık… Doğu’dan yükselen güneşin ışıkları her gün biraz daha parlak, güçlü ve iliklerimize kadar ısıtıyor bizleri… Uzun süredir yemediğimiz meyve ve sebzeler tekrar yerlerini alıyor pazar ve sergilerde.
İçinde kısa bir nostalji duygusu da barındıran bu söz ile eski ağzınıza yepyeni tatlar getirsin şu günler…
Ağız tadınızın hiç bozulmayacağı esenlik dileklerimle…