Ezoteri Nedir?
Ezoteri Nedir?
Bana “ezoteri nedir?” diye sorduklarında, “hangi ezoteri?” diye soruyorum.
Farklı ezoteri çeşitleri mi var?
Esasında yok ama “spiritüel endüstri” var olduğunu iddia ediyor.
Kadim Ezoteri
Ulu Yaradan’a inanma şartı vardır. Bu bağlamda amacı “hakikati aramak”tır.
Hakikat nedir ve nasıl aranır?
Hakikat: Bir şeyin aslı ve esası, mâhiyeti. Bütün teşbih ve mecazlardan arınmış, zahirin (görünenin) ardındaki örtülü ve gizli uluhiyete (Tanrısal olana) ilişkin bilgi.
Gerçek: Varlığın bir özelliği, varoluş tarzıdır, nesneldir…
“Bahçemizde bir ağaç görürüz, bu bir nesnel gerçekliktir; bu ağaç bilincimizde yansır, bahçemizdeki ağaca uygun olarak doğru yansıdığı ölçüde hakikattir.”
(Orhan Hançerlioğlu)
Marksizm’e göre de hakikat; bilginin, bilgi konusuyla tam uygunluğudur.
Diğer bir deyişle, günümüzde kulağa hoş gelen “kime göre doğru, neye göre doğru?” söylemi ‘gerçek’le ilgilidir; hakikat ile değil.
Ezoter(i) kelimesi yabancı kökenlidir; Türkçe karşılığı ‘içrek’ (bâtın; “gözle algılanamayan, zaman ve mekâna nisbet edilemeyip her bakımdan tek ve yegâne olan”)
Karşıtı egzoter; ‘dışrak’ (zahir; görünürde olan)
Hakikat nasıl aranır?
Kadim ezoteri öğretisi ritüellerinde, dereceler silsilesiyle yöntem ve disiplinleri kapsar. Her şeyden önce, Ulu Yaradan’ın (makrokosmos) hakikatine ulaşma yolunda din(lerle) kendini bağlamaz; tüm kutsal metinleri bir bütün olarak kabul eder: Semavi Dinlerin yanısıra; Brahmanalar, Upanişadlar, Kutsal Vedalar, Akad, Sümer, Kenani Dini, Atenizm, Mitra Dini, Tengricilik, Asurizm; ‘Asur Dini’ vs. hepsi öğretiye mesnet teşkil eder.
Semboller en önemli araçlarından biridir… Ayrıca, Kutsal Lisan kabul edilen antik diller ile günümüz dilleri arasındaki korelasyonları tefrik ve idrak etmeye çalışarak “aslını” arar.
Spiritüel Endüstri
İstisnasız her insan, ömrü süresinde şu ontolojik soruyu mutlaka sormuştur:
“Ben kimim, neden varım, nereye gideceğim?”
Kadim ezoteri, İnsanın (mikrokosmos) varoluşunu tefrik ederek (farkına vararak) … varoluş gayesinin “perdesini kaldırmak” suretiyle, Ulu Yaradan’a (makrokosmos) “ulaşma”, O’nunla “bir olma” çabasına rehber olabilmeyi hedefler…
İnisiyelere Çağrı
“Ey gözü bağlı ruh! Gizemlerin meşalesini kuşan; işte o zaman , yeryüzündeki karanlığın içinde ışık saçan dubleni, semavi ruhunu keşfedeceksin. O ilahi rehberi takip et ve bırak senin Meleğin olsun. Senin geçmiş ve gelecek varoluşlarının anahtarı onun elindedir çünkü”
(Mısır’ın Ölüler Kitabı’ndan)
Ancak, eski çağlardan beri İnsanın adeta genlerine kazınmış bu cevap arama ihtiyacı, günümüzde kadim bağlantıların tamamen kopması neticesinde; boşlukta bir çığlıktan öte gidemiyor.
Ne duygusuz akıl, ne akılsız duygu…
Sanayi Devrimi (18. 19. yy.) ile başlayan teknolojik gelişim süreci, günümüzde vahşi kapitalizm’e dönüştü; özellikle “A+” tabir edilen eğitimli insanlar, sahip oldukları refah düzeyini korumak adına “çok tüketmek için çok çalışmalısın” döngüsüne girdi. Bırakın eşi-dostu… hatta aileyi… kimsenin, kendine bile ayıracak zamanı yok artık…
Ama insanın özü bu değil; özünden çok uzağa düşen İnsan, içinde dindirilemez bir mânevi boşluk hissediyor.
“Doğa boşluk sevmez; buldu mu doldurur.”
Öyle de oluyor zaten… Mânevi ihtiyaçlarına zamansızlıktan “hap çözümler” bekleyen bu çok meşgul insanlara çözüm üreten girişimciler birer birer ortaya çıktı.
İlk kayda değer örnek bundan tam 10 yıl önce “The Secret / Sır” adlı kitapla geldi. Türkiye gibi okuma oranı düşük bir ülkede bile kitap, 4 haftada 125 bin adet sattı… ABD’de 3,5 ayda 160 milyon dolar hasılat yaptı, dünya genelinde satışları 7.5 milyonu yakaladı.
Üstelik yüzbinlerle tanımlanan satış rakamlarını yakalayan yalnızca “Sır” değil… “Ferrari’sini Satan Bilge”, “%100 Düşünce Gücü”, “Çekim Yasası”, “Her Şey Seninle Başlar” gibi ‘spiritüel’ kategorideki kitaplarda da durum hemen hemen aynı…
Bu fiili durumu Prof. Dr. Ali Köse, “İnsandaki maneviyat arayışını farklı bir formda ortaya koymak” olarak tanımlıyor: “Gerçekte metafizik bir alemin olup olmaması önemli değil, insanoğlu onun varlığını hissetmek istiyor.”
Yazılacak daha çok şey var tabii. Her yerdeler; sahte psikologlar, yaşam koçları, aile terapistleri, ilişki düzenleyicileri, danışmanlar, şifacılar, holistikçi’ler, “anne rahmine döndürerek” sorunları çözenler, melek koçları, neo-spiritüalistler, New Age’ciler; say say bitmez…
Yaptıkları şu: Bir tutam kadim ezoteri, bir tutam psikoloji (umut aşılama) bir tutam bilim (fizik; frekanslar, kuantum, ışık dalgaları) dinle arası açık olanlara da bir tutam “alternatif din” vs ortaya karışık…
Yaşamın Gizemi
Yaşamda iki alan,
Biri dünyevi,
Diğeri uhrevi…
Aralarında ince bir ufuk çizgisi.
İkisi de olmalı…
İkisi de olması gereken yerde olmalı,
Biri diğerinin yerini almamalı..
Alırsa eğer;
Anlamlarını kaybeder..
O zaman;
Alanlar değil,
Çıkarlar egemen olur..
Mutluluk değil,
Öfke ve kin bayraktar olur..
Engizisyon yüzlerce yıl sürer,
Kan, gözyaşı ve işkenceleriyle…
Dört Kitap,
Ve binlerce din,
Atom fiziği, genetik ve bilgi teknolojileri,
Sosyal Bilimler ve Matematik,
Aristo, Heraklit, Erasmus ve Nietzsche,
Mevlana, Ebu Davut, Tusi, Ebulferec,
Düşünce tarihi ve bilimsel gelişmeler,
Ahriman’ın kötülüğüne karşı,
Hürmüz’ün iyilik tohumlarını yaymaya çalışır,
Alanlar birbirine karışmadıkça…
Necat İLTAŞ
(2001)
Bu yazının amacı, ilgilisine “kadim ezoteri” ile “Spiritüel Endüstri” arasındaki farkı “fark ettirme” çabasıdır…
Hamiş: Hap çözümlerin kimseye faydası dokunmaz!
“Dönerek yükselin”
Mevlevi Semahı
Turna Semahı: “Japanese Crane Dance”
Turna Semahı
Ravel – Bolero
Alev Kanatlı İnsanlar