Geçicilik
Bazı insanları, genelde yanlış, nadiren de olsa, doğru tanımlamalarla, “model” olarak benimseyebilir ve benzemek isteyebilirsiniz.
Bu tip insanları hoca, rehber, ya da danışman olarak seçmek doğru.
Ya da sadece hayatınıza değip, çıkacağını bildiğiniz majör bir figüran da olabilir.
Benzemek istemediğiniz, benzemek için çok güçlü bir istek duymadığınız öğretmenler, zaten uygun değil, ama sıradanlarına razı olmayıp, benzemek istediklerinizi arayın.
Ve bulursanız, sizi özgür bırakana kadar yapışın, alabileceklerinizi sömürün.
Gerçekten, örnek olarak öğretebiliyorsa, bir süre sonra, sizi özgür bırakacaktır, hatta bırakmalıdır da.
Çünkü size, diğerlerini özgür bırakmayı öğretmelidir.
Bu aşamada, bir kavşaktasınızdır.
Ya biat edecek, kendi özgür iradenizi teslim etmek isteyeceksinizdir, ya da risk alıp, kendiniz olacaksınızdır.
Oysa o sizi, kendiniz olma kararını, ve kendisinden bağımsız olma kararını almanız ve alabilmeniz için mezuniyet noktasına getirmiştir.
Ama bu aşamada, ona sizi yalnız bıraktığı için öfke duyabilir, sizi terk ettiğini, en çok ihtiyaç duyduğunuz dönemde desteklemediğini, hatta, artık sizi istemediğini filan düşünebilirsiniz.
O zaman lütfen, daha önce siz motive eden özenme, imrenme ve gıptanızın, artık sizi sınırlayan kıskançlık, hatta hasete dönüşme ihtimali olduğunu da not edin.
Ona ve desteğine duyduğunuz ihtiyaç, geçmişteki desteğinin değerini yok sayacak bir öfkeye de dönüşebilir.
Ve vicdan aynanız, “ayna ayna, söyle bana, benden nankör var mı?” sorusuna yanıt vermekte zorlanır.
Kimse olmayın, kimseye benzemeyin.
Kimseye sürekli ve her zaman ihtiyacınız yok aslında.
Rehberler, seyahatin sadece bir aşamasında anlamlı.
Ne gitmek istediğiniz her yeri bilen rehber var, ne de siz her yeri aynı rehberle gezmek istersiniz.
Kendinizin en iyisi olmayı, kendi potansiyelinizin zirvesini dinamik bir şekilde yükseltmeyi hedeflerken, her gün bir önceki günden daha “iyi” ve daha kendiniz olmanız yeterli…
Geçicilikte buluşalım…