Geçmişinizle Barıştınız Mı?
Geçmişimizde yaşanmış pişmanlıklar, tüm yaşamımız boyunca bizi takip eden hayaletlere dönüşebilir.
Kendimizle baş başa kaldığımızda geçmiş yaşamımızda yaptığımız hatalara üzülebilir, “keşke öyle yapmasaydım da, şöyle yapsaydım, belki de şimdi her şey çok daha farklı olabilirdi” diye düşünebiliriz. Oysa geçmiş ile şimdinin farkı şimdiyi o anda yaşıyor olmak ve geleceğimize yön verecek olayları şimdilerde etkileyebileceğimiz gerçeğidir. Yani geçmişi değiştirmek mümkün değildir. Oysa şimdilere yön verebilirsek, geleceğimiz istediğimiz gibi olabilir. 70’li yıllarda TRT radyolarından birinde yayınlanan “Şimdiki aklım Olsaydı” isimli bir program vardı. Bir kişi ele alınır, geçmişte yaptığı hatalar hatırlanıp, aynı olaylar şimdi olsa nasıl davranacağını dramatize edilirdi. Genellikle öğüt şeklinde geçen anlatım sonunda dinleyenlere bir ders verilir bakın o yaptı siz ayağınız denk alın denilirdi adeta. Dinleyici açısından keyifli bir programdı. Gözden kaçırılan, geçmişte olanın artık düzeltilmesi mümkün olmayan bir durum olmasıydı. Zaten şimdiki aklımız da geçmişte olsaydı, olanlar başka türlü yaşanır ve “şimdiki aklım olsaydı” diye geçmişteki hataları yapmamak üzerine kafa yorulmazdı.
19. yüzyılda yaşamış olan Amerikalı kadın şair Emily Dickinson “Sonsuzluk şimdilerden oluşur” demiştir.
Teorik fizikten bahsediliyor gibi gelse de aslında son derece güzel bir durum tespiti söz konusudur bu cümlede. Sonsuzluk dediğimiz şey bize ulaşılamaz gelse de aslında içinde yaşadığımız durumdan başka bir şey değildir.
İnsan değişir. Eğer farkına varırsa kendini hem geliştirebilir, hem de olumlu yönde değişebilir. Çabalayarak işinde başarılı olabilir. Daha çok okuyarak, gezerek görerek ve yeni insanlarla tanışarak kendisini geliştirebilir.
Geçmişte yaşananlar olumsuz olabilir. Hatırlanmak bile istenmeyen acı veren anılar insan olmanın bir parçasıdır. Bu olumsuzlukları gelecekte kendimiz için avantaja çevirmek mümkündür. Tecrübe ya da deneyim dediğimiz kavram budur. Deneyimlerden aldığımız dersler, sonraki adımlarda benzer hatalar yapmamıza engel olabilir.
Geçmişteki hatalarınız için üzülmek hem zihni hem de bedeni yıpratacaktır. Pek çok hastalık böyle üzüntülerle boğuşan bedenlere musallat olur. Dolayısıyla geçmişte yaşamak sizi kısa sürede öldürebilir. Kendinize eziyet etmenin bir anlamı yok. Kendi kurduğunuz cehennemde hapis kalmayın.
Geçmiş deneyimlerinizden yararlanarak geleceğinizi daha iyi yapılandırmak elinizdedir. Şimdilerinizi bu nedenle iyi değerlendirmeniz gerekir. Kimse kaç “şimdi” sonrasını görmeyeceğini bilemez.
Şu andan sonrası sizin için temiz bir sayfadır. Anı iyi yaşamak ve değerlendirmek kendiniz için yapabileceğiniz iyi bir tercihtir. Dilimizde zararın neresinden dönülse kardır diye bir söz yaşamaktadır. Bu söz de geçmişe değil geleceğe bakmamız gerektiğini düşünen atalarımızın bize yerli yerinde bir öğüdüdür.
Latin edebiyatının ünlü ozanı Horatius’un ünlü dizesinde gecen “karpe diem” sözü, anı yaşamamız gerektiğini bildirir. Geçmiş değiştirilemez, gelecek ise bilinemez. O halde önemli olan anı nasıl yaşadığımızdır. Gelecek bilinemese de inşa edilebilir. Bunun için de anı nasıl değerlendirdiğimiz son derece önemlidir. Çünkü geleceği ancak şimdi şekillendirebiliriz.
Sizi siz yapan geçmişinizdir. Bundan üzüntü duymayın ama ders alın. Gelecek ise sizin yapacaklarınızla şekillenecektir.
Şimdi önemli, gelecek de şimdi ile ilintilidir. Şimdiden geleceğinizi şekillendirmek için kendini geliştirmek ve tanımak daha iyi olmak ise, sizin elinizdedir. Geçmişteki tecrübelerinden yararlanarak daha iyiyi bulmak mümkündür. Başkalarının tecrübelerinden ders almak ise bilgelik için güzel bir adımdır.
Benliğinizi yüceltin.