Gölgelerimiz
“Kişi, aydınlık figürler imgeleyerek değil, karanlığın bilincine vararak aydınlanabilir. Ancak bahsi geçen ikinci yöntem tatsızdır ve bu nedenle tercih edilmez.” Jung
Gölgemiz bizim iç dünyamızdır. Gölge ile yüzleşmek cesaret ve güç ister, çünkü sonuçta bizim için muamma olan güçlü bir yönümüzle karşılaşıyoruzdur. Objektif düşünememek, kendine dahi yalan söylemek bir gölgedir. Oysa kendi bütünlüğümüzü bize ait olan gölgeyi fark etmeden ve kabul etmeden bulmak imkânsızdır. Birçok pürüzümüz vardır, önemli olan bunları bilmek tanışmak ve yüzleşebilmektir. Karanlık ve aydınlık hep olacaktır, insan’ Kendini Bil ‘yazan Delf tapınağındaki yazıyı çok iyi irdelemelidir.
Aydınlık peşinde koşup karanlığı görmezden gelmek ve onu yok saymak onu güçlendirmekten başka işe yaramayacaktır. Zıtlıklar ile bütünleşmek bireyin görevidir. İçimizdeki kahraman ile yola çıkacaksak, sembolik cehenneme bir uğramaktan fayda var.
Firavun halkının arasına güneş tam tepedeyken karışırmış, çünkü bu an da gölgeler yok olur.
Eğer kendimizi firavun zannedeceksek yapacak bir şey yok ama gölgelerimizin varlığını kabul edecekse gelişim başlamıştır.
Theodore Jouffroy estetik derslerinde şöyle der: “İki şeyden birini seçmek gerekir ya gelişmek için acı çekmek ya da acı çekmemek için gelişmemek.”
Gölgelerimiz içimizdeki hayvandır.
En kutsal yol kişinin kendine çizdiği yoldur.
Korkma gölgenle tanış…