Hakikati Aramak
“Yalanlamak ve reddetmek için okuma! İnanmak ve her şeyi kabullenmek için de okuma! Konuşmak ve nutuk çekmek için de okuma! Tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için oku!”
Francis Becon
“İnsan kesinliklerle yola çıkarsa şüpheye varır ama şüphe ile başlamaya razı olursa kesinliklerle bitirir.”
Hakikat günümüzde dillere plesenk olmuş, lâkin mânâsını kaybetmiş durumdadır. 21. YY’lın koşullarında yozlaştırılmış, çarpıtılmış, güncele manipüle edilmiş… Hakiki mânâsından çok uzağa düşmüş durumdadır.
Kıyısından, köşesinden; oraya buraya çekiştiren çekiştirine…
Hakikat “gerçek”in (İngilizce real) karşılığı değildir… “Truth”un karşılığıdır…
Hakikat; makro kozmos Ulu Yaradan’ın şaşmaz, tartışılmaz “tek doğruları”dır.
Misal, beşeri kibirle böbürlendiğimiz bilim; esasen insandan önce de var olan îlahi bilgiyi keşfetme çabalarımızdan başka bir şey değildir:
Aerodinamik, Elektrik, Elektronlar, Yer Çekimi, Atmosfer, Astronomi, Jeoloji, Manyetizma, Kimya, Biyoloji, Tıp, Genetik, Fotosentez, X ışınları, Füzyon vsvsvs… insandan çok önce de vardı…
İnsan kibri ve egosuyla istediği kadar böbürlensin, kimin umurunda; sonuçta ölümlü… yaşamını bile belirleyemezken -kontrolü dışında- bu hali çok komik açıkcası…
Neyse… gelelim pratiğe:
Memeli türlerinin bazılarında “sürünün lideri” vardır. Bu türe göre kimi zaman “Alfa Dişi”… kimi zaman “Alfa Erkek” olur…
Dominant, domine eden…
Ve selefleri vardır; Beta Dişi, Beta Erkek… Bazen, selefler liderlik sırasının gelmesini beklemeden aceleci davranıp; Alfa’lara meydan okur… Artık kim öle, kim kala; ölümüne bir savaştır bu. Sonuç genellikle “Beta”ların hüsranı olur; çünkü Beta’lar hırsları nedeniyle hazır olmadan meydan okumuştur ve yenilirler…
Bu fiili durumun tezahürü, İnsan Türü’nün yaşamında; her alanda sıkça karşımıza çıkar: Kimi zaman kariyer basamaklarında… kimi zaman arkadaş, dost ilişkilerinde… ama en önemlisi özel ilişkilerde…
Misal; erkek, anaerkil öğretiden (düzenden) geliyorsa eşinin Alfa olmasını kabul ederken… Babaerkil düzenden geliyorsa -ki, güncel lisanla ‘maço’luk erbabı- Alfa’lığı bırakmaya niyetli olmaz ve Alfa’lığa soyunmuş Beta eşiyle şiddetli çatışmalara girer…
Esasen bu noktada kadının kafası karışıktır: Bir yandan Anatanrıça mirası ile yaşamı ve pratiklerini kontrol etme güdüsü taşırken… diğer yandan erkeğinin her alanda güçlü olmasını bekler. Misal “her dediğine evet diyen”, pısırık erkekleri istemez… başlarda hoşuna gitse bile bir süre sonra saygısını yitirir… İster ki; sürünün Alfa erkeği kocası, yeri geldiği zaman sorumlulukları alsın ve bu uğurda masaya yumruğunu vursun…
İşte yaşamın sırrına dair; hakikatlerden “bir hakikat” budur.
Ezoterik öğretilerde sözü edilen cinsten sırlardan bahisle; makrokozmos Ulu Yaradan’ın yazdığı programlar mucibince.
Ve bu sırlar o kadar sonsuz ki… Ontolojik mekanizmalara dair; aşkın, sevginin, anne çocuk ilişkisinin, pozitif ve negatif duyguların, maneviyat ihtiyacının, sorgulamaların, düşüncenin vsvsvs kaynağı nedir?
Hamiş:
Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az.
