Her şey bir “düş” olabilir mi?
Ya her “şey” tamamen zihnimizin üretimi ise bir düş ise? ve bu düşteki her bir “şey”in de ayrı bir zihni ve düşü varsa ve bu bir network ise?
diğerlerinin zihinlerindeki düşler, bizim de düşümüzde alt düşler olarak ortaya çıkıyorsa ve biz de aslında birilerinin düşünde nesne isek?
alt düşü kuranlar – tahayyül edenler üst düş kurucusunu göremiyorlar ise ve tersi de mümkünse?
bizi düşleyerek var eden ile ancak düşten uyandığımızda mı tanışabileceğiz bu durumda?
bunun için mi “awakening” yani “uyanış” terimi kullanılmakta acaba?
her şey bir düş olabilir mi peki? bir zihnin düşünün içindeki alt düşlerin alt düşlerinin alt düşlerinin alt dü… ve bu tüm düşler de aslında zihni var eder, tıpkı bir torus gibi.
sonsuz bir döngüde, düşleyen aynı zamanda düşlenen; ilksel düş kaynağı aslında tüm düşlerin buluştuğu toplandığı ve tekrar düşlendiği bir ana kaynak gibi. tek bir nokta gibi. (bkz: ahad)
baş ve son… alfa ve omega…
“bütün zihindir; evren zihinseldir ve bütün’ün zihnindedir.
evrenlerin rahmi bütün’ ün sonsuz zihni’ dir.
hiçbir şey durmaz, her şey hareket eder, her şey titreşir.” – kybalion
“biz düşüncelerimiz değiliz, biz düşüncelerimizin düşüncesiyiz.” – isaac newton