Hitler’in Kadınları
Yıllardır kitaplarla haşır neşir biri ve sağlam bir okuyucu olarak diyebilirim ki; II. Dünya Savaşı Temalı yüze yakın kitap okudum ancak hiçbirinden “Hitler’in Kadınları” kadar etkilenmedim. Uluslar arası İlişkiler Kraliyet Enstitüsü mensubu ve BBC Özel Muhabiri Douglas Botting ile II. Dünya Savaşı Tarihçisi ve araştırmacı gazeteci Ian Sayer’in ortak çalışması olarak çıkan kitapta, gerçek belge ve tanıklıklarla deşifre edilen bu hastalıklı ismin özel yaşamı, olabildiğince objektif olarak gözler önüne seriliyor.
Kitabı elinize aldığınız andan kapağını kapattığınız son ana dek, araştırma aşamasına gösterilen özen kendini belli ediyor. Peki, ama 20.yy.’ın en sağlıksız liderlerinden biri kabul edilen ancak yıllara rağmen halen daha özel yaşamı ve psikolojik profili bu denli merak uyandıran Hitler’in kadınları kimlerdi? Milyonlarca insanın ölümüne sebep olan, ırkçılığın en belirgin katliamlarından birinin mimarı kabul edilen, sayısız insanın ruhunda travmalar yaratan ve şiddet yanlısı tavırlarıyla nam salan bu diktatör, özel yaşamında sevebilir miydi? İşte bu ve bunun gibi pek çok sorunun cevabını bulabileceğiniz kitabın içeriğine dair birkaç detayı da aktarmak isterim.
1889 yılında Avusturya’nın yukarı kısmında Braunau Şehri’nde dünyaya gelen Hitler’in yaşam hikâyesine fonda yer verilirken, ana doku olarak diktatörün “kadın” kavramına bakışı işleniyor. Dünyaya geldiği andan itibaren sorunlu çocukluk dönemi, ilk ergenliğindeki asi ve şiddet eğilimli duruşu, ressam olmak için uğraş verirken başarısızlığının yüzüne vurulmasının bu rahatsız kimlikte yarattığı, büyük tahribat tüm ana hatlarıyla okuyucuya aktarılıyor. Bunca doneyi birleştiren okur, zaten ilerleyen sayfalarda sevgiden yoksun bir erkek tiplemesi ile yüzleşmeye kendini hazırlarken; olayın dozu bir tık daha artıyor ve sapkın hatta rahatsız edici bir Hitler tiranı betimleniyor. Ruhsal bozuklukların tavanında, insani şuurun yitirildiği ve yürekleri tırmalayan pek çok aşk! sahnesi ve kadın çeşitlemesi sayfalarda beliriveriyor. Tabii bunca kadın kurban içinde en akıl tutulması yaratan ismin de Hitler’in yeğeni olduğunu vurgulamadan geçmek istemem. Ensest bir birlikteliğin sonu, Hitler’in isminin skandala karışmaması adına, genç bir kızın ölümüyle son şeklini alıyor. Elbette Hitler ile ilişkiye girdiği için yaşamını yitirerek bedel ödeyen tek kadın yeğeni Geli Raubal değil… Sonrasında İnge Ley, Renate Müller, Unity Midford ve tabii ki Eva Braun da yaşamlarının son bulmasını Hitler ile yaşadıkları zihin gıcıklayan ilişkilerine borçlular.
Kitapta asıl şaşırtıcı olan ve benim anlamakta zorlandığım kısım ise şu; nasıl oluyor da 8 Eylül 1934’te Nürnberg’te toplanan Alman Nasyonal Sosyalist İşçi Partisi (NSDAP) Kongresi’nde “Kadının kurtuluşu/ eşitliği/ özgürlüğü, Yahudi beyni tarafından icat edilmiş sözlerdir. Biz, kadının erkeklerin dünyasına girmesini doğru bulmuyoruz.” diyen Hitler’i kadınlar tanrılaştırıp ona tapındılar? Ona arşivler oluşturacak kadar aşk mektupları yolladılar? Evet, yanlış duymadınız; kitapta belgeleriyle de sunulduğu üzere, dönemin Hitler’e göre güvenilir olan bazı özel ve rütbeli isimleri, sadece Hitler’e gelen binlerce aşk mektubunu okumak ve onları arşivlemek için görevlendirildiler. 1930ların ikinci yarısı ve sonrasında, bütün psikopat duruşuna rağmen aynı zamanda bir aşk ilahı olarak da görülen Hitler’in kadınların başını döndürdüğü kesin!
Hitler’in cinsel yaşamı ve kadınları ile ilgili psikolog, psikiyatrlar ve yakın tanıkların da sözlerini burada aktarmadan geçmek olmaz…
Dr. Kunt Kruger’ın iddiasına göre; “Hitler’in eş bulmadaki başarısızlığı, onun insan olarak başarısızlığının özünü, şeytani yıkıcı ruhunun kaynağını oluşturuyor.” Ancak bunun çok daha ötesinde ve çarpıcı bir başka iddiayı, geçtiğimiz dönemde İngiltere’deki Cheltenham Edebiyat Festivali’ndeki konuşmasında ödüllü yazar Martin Amis dile getirdi. Amis’e göre; “Adolf Hitler hijyen takıntısı nedeniyle sevgilisi Eva Braun ile seks yaparken kıyafetlerini çıkarmıyor ve olabildiğince ona dokunmuyordu.”
Dougles Botting ve Ian Sayer’in ortak kaleme aldığı” Hitler’in Kadınları”nda ise, Hitler yeğeni ile ilişkiye girdiği sırada ona korkunç tekliflerde bulunuyor ve istediğini bir şekilde elde ediyordu. Ancak aktris, eğitimci, şarkıcı, sosyetik ve seçkin onlarca sevgilinin yanı sıra, bunca süredir Hitler’in adı özellikle bir kadın ile anılıyor ve anılmaya da devam edecek: Eva Braun…
17 yaşında bir fotoğraf sanatçısının asistanı ve aynı zamanda model iken Münih’te Hitler ile tanışan Braun, hayatı boyunca Hitler’in eşi olma hayali kurdu. Ancak Hitler’in cevabı netti: “Ben zaten evliyim… Benim karım Almanya…” diyordu. Sıkıntılı ilişkileri boyunca iki kere intihar teşebbüsünde bulunan, Hitler’in çevresi ve halk tarafından adı dahi bilinmeyen, sır gibi saklanılan, yaşamını Hitler’e adamış olmasına rağmen silik bir ruh olarak gerçek ile hayal arasına sıkışan Braun; evlilik hayaline 29 Nisan 1945’te yani Hitler ile beraber siyanür içerek intihar etmeden kırk saat evvel kavuştu. Hitler bahsi geçen onlarca kadını sevmiş miydi bilinmez ama şu kesin ki; en azından onunla ölüme giden kadın olan Eva Braun hiçbir zaman diğerleri ile bir tutulmayacak…
İlk Yayın: http://www.oncuhaberler.com