Hoşgeldin Makineye
-Toplumda seni hayal kırıklığına uğratan şey ne?
-Bazen dünyayı kurtarmayı düşlüyorum. Her gün habersizce bizi kontrol eden görünmez elden… herkesi kurtarmayı…
-Bu yarın ne yapacağımızla ilgili değil. Ne yaptığımızla ilgili; değişkenler denizinde sabit olan tek şey.
-Değişkenler ile sabitler arasındaki fark nasıl açıklanabilir?
-Eğer birşeyleri değiştirmek istiyorsan, belki de buna içeriden başlamalısın.
-Nasıl yapacağımı bilmiyorum
-Neden bu maske?
-Hangi maske?
-……
-Her günüm aynı başlıyor. Aynı dün ve ondan önceki gün gibi ve ondan önceki gün gibi. Mükkemmel yapılandırılmış bir döngüm var.
-Sence bu döngü kırılamaz mı?
-Kırılsa da verdiği hasarın altından kalkabilir miyim bilmiyorum
-Denemelisin. Tutunacağın bir şeyler olmalı.
-İnsanları anlamıyorum;en tuhaf şeylere bile heyecanlanıyorlar. Ama ben harap olmuş şeylerdeki güzelliği görüyorum.
-Harap olan ne?
-Tehditkar düzenin saklanmış kaosu.
-Sence insanlık bir kaos ortamında mı?
-Kodlar yeteri kadar açık değil mi? Bir tek ben görüyor olamam!
-Belki de kabullenmen gerekir.
-Kabullenirsem düşlerim anlamını yitirir.
-Sence her şeyin bir anlamı mı olmalı?
-İnsanlığın geldiği yer tam bir trajedi. Bana sadece sıradan bir uyku kalıyor. Günün döngüsünü sonlandırıyorum. Bunun yaşam olmadığını söyleyebilirsin. Ama neden olmasın? Üzerinde hiç düşünmeden günlük görevleri yerine getirmek. Herkesin yaptığı bu değil mi?
-Herkes demek doğru değil.
-Çoğunluğun yaptığı diyelim o zaman.
-Bitti mi?
-Herkes bana bittiğini söylüyor. Biteceğini düşünmüyorum. Bu kimin suçu bilmiyorum.
-Vakit doldu. Sonraki seansta devam edelim.
-“Hoşgeldin Makineye”
-Ne bu?
-Pink Floyd’un bir şarkısı.