Hürriyet
Yaşamda her şey bir yanılsama ve yanılsamadan da öte aslında birer pranga.
Öğretilmişin kilitleriyle sıkı sıkı kilitlenmiş açılması çok güç prangalar.
Bilim-İlim, İnançlar-Kutsallar, Ezoterizm-Batınilik Egzoterizm, Renkler, Duygular, Algılar, Sevinçler, Üzüntüler, Tepkiler, Sevgi, Ahlak, ve daha neler neler…
Bunların hepsi birer pranga…
Kant gibi 55 yılın emeğini yırtıp atabiliyor musun, kendini öldürebiliyor musun, kendini yenileyebiliyor musun?
Gerçeğin ne kadar gerçek olduğunu öğrenmenin tek yolu ise “Hürriyet”te saklı.
Saf hürriyette, aklın ve zekânın hürriyetinde.
İşte o hürlüğe yaklaşabildiğinde insan, yukarıda saydıklarım ve sayamadıklarımın hepsi amaç olmaktan çıkıp araç haline gelir ki
bunları kullanmaya başlayan kişi yanılsamaların sisini ortadan kaldırabilir, öğretilmişliğin – öğrenilmişliğin yararları ile zararlarını ayrıştırır.
Vazgeçebiliyor musun tüm öğrendiklerinden, biriktirdiklerinden?
Yoksa emeklerin ve öğrendiklerin seni zincirlemiş mi?
“Ağzına Buda’nın adını mı aldın? Git ağzını çalkala”
Çalkala ki aklın-zekan hür kalsın…
Ben mi? Yakınından bile geçemiyorum daha tüm bu demeye çalıştıklarımın…