İnsanı Tanımak
‘İnsanları, tanıyamıyor, anlayamıyor ve sürekli yakınıyorsak belki de bunun nedeni bizlerin de zaman zaman değişik ve farklı bakış açılarıyla buluştuğumuzdan olabilir mi? ‘ Diye bir soru düştü geçenlerde zihnime… Bu düşünceme ek olarak ta; Acaba ‘İnsanı ve Kendini Tanıma Sanatı ‘diye bir yöntem, bir metod var mı? Diye de sorguladığım oluyor zaman zaman. Ancak maalesef bütün bunlar, yanıtları pek kolay olmayan ve kendimce tam olarak değerlendiremediğim sorular olarak kalıyor dağarcığımda…
Bir çoğumuz, nedense kendimizden başkalarını gözlemlemek, yorumlamak ve hatta benimsemek adına büyük bir çaba içine gireriz… ‘Kendimizi başkalarında bulma kolaylığından ve alışkanlığından kurtarmak, insan olmanın, bu dünyada ayrıcalıklı bir varlık olarak gönderilmenin ve ‘Ne isek, O olmanın’ gizemini yaşamanın ve bunun üstünlüğüne ermenin erdemine, ancak kendimiz olmanın yolunu bulabildiğimiz zaman ulaşabiliriz.
İnsan, öz varlığının farkına erdiğinde, kendine şu soruyu sorma gereği ile karşı karşıya kalıyor ; ‘ Ben kimim? ‘ Önce şöyle bir kendimize ardından da çevremize bir göz atalım. Bu gördüklerimizin içinde kaç birey, ‘ Kim ‘olduğunun tam olarak farkında ve bilincindedir sizce? Biz insanlar, yaşadığımız her anı, şekillendirdiğimiz, adeta kalıplandırdığımız yaşamımızı, hep sakladığımız ‘ Kim ‘liğimizin arkasında gölgelemekte çok mu ustayız acaba?
Ancak, bunun yanında karşımızdakinde mutlaka yanlış arama ve bulma alışkanlığı aslında yanlışların en büyüğü değil midir? Bir noktada, şunu da kabul etmeliyiz ki; dış görüntüsü bakımından, insanın bir soluk, bir kılıf belki de bir gölgeden ibaret olduğunu kabuletsekte, asıl kimliğinin bu tanımlamanın çok ötesinde, sadece ve sadece özünde olduğunu farkederiz çoğu kez.
Sözlerime son verirken; önemli bulduğum şu hususu da özellikle belirtmek istiyorum: İnsan olarak bizler bu dünyaya evrenin tüm sorunlarını çözme iddiası ile gelmemiş olsak ta, belki bu olgunun insan ilişkilerimizdeki önemini kavramak, araştırmak, sorgulamak, yapıcı eleştiride bulunmak, bir noktada kendimizi ve çevremizi eğitmek – geliştirmek zorunda kalmış ve kalmaktayız. Ancak, evreni oluşturan gücün içimizde yarattığı kendi evrenimizi keşfetmemiz koşulunu ve son olarak kendimizle barışık olabilmenin, başta kendimizde ve çevremizde yarattığı huzuru asla unutmamak şartıyla…