Işık, Karanlıktan Doğar!
Dünyada iki çeşit insan yaşar:
1. Anne karnından doğanlar.
2. Anne karnından doğmakla yetinmeyip defalarca kendisinden doğanlar…
Herkesin iyi-kötü, yarım-yamalak bir şeyleri öğrenmek istediği; ancak eşzamanlı olarak asla “öğretilmek” istemediği bir dünyada, yapılacak en doğru şey sadece ama sadece kendi yolunu paylaşmaktır…
İnsanlara onlar sormadan anlatırsanız ve bir de üstüne üstlük kişilik problemleri varsa “dikte ediyor, didaktik” derler.
Yok, bilgiye aç değillerse düşüncelere dalıp rüyalar âlemine giderler.
Ya da yolları onları farklı ihtiyaçlara sürükledi ise “Bu adam da ne işlerle uğraşıyor!” derler,
Olmadı, dayanamadın dar pencereye üç beş kelam ettin, kelimeler penceren geri döner ve “Deli mi ne?” derler,
Geniş kitlelere en değerli fikirlerini, düşüncelerini, yaşamdan çıkarımlarını paylaşırsın, anlamaz sırtlarını dönerler…
Yolda olduğunu zannettiğin insanlara değer verirsin, yönünü şaşırıp sırtından hançerlerler…
Bu sebepten bilmek, bulmak; soran ve arayan dışındakilere susmak gerek…
Kulakların çınlasın üç kere yüce “Hermes”!
Hayat ağacından uzak, en önemlisi kendisinden uzak; kâinata yabancı, “insan olamayan insan”…
Bağlılıklarını bağımlılık yaparak kutsuyor…
Acınası halinden mutlu, alevler onu közlerken,
“Daha da, daha da!” diyor “bakar görmez” insanımsı,
Çektiği acıdan zevk alıp,
“Odunlar bedava” diye ateşi kendi odunları ile beslerken…
Aynadaki aksinde işlenmeden giden kendisini göremiyor, bilemiyor, tanıyamıyor…
Yaşarken kendinden doğamıyor!
Kendi cehenneminde, büyük bir mutlulukla yanıyor “Herkes”;
Bir damla, sadece bir damla bile bilgelik suyu istemeden…
Yakın, kellesini isteyin “Herkes gibi” olmayanların! diyenler her dönemde her toplumda olabiliyor…
Karanlık ise her daim kol geziyor…
En zifiri karanlık anında, ışığa değil de karanlığa dokunabilen “kahraman”,
Kendini tanıyıp, ışığı gerçekten anlıyor!
Aydınlık, tarih boyunca işte bu karanlıktan doğuyor!
“O güzel karanlığa nazikçe gitme,
Günün sonunda yaşlılık yanmalı ve kudurmalı,
Işığın ölümüne karşı öfke, öfke…”
(Şair Dylan Thomas tarafından ölmek üzere olan babası için yazdığı “O
Güzel Karanlığa Nazikçe Gitme” şiirinin ilk 3 mısrası)