felsefe taşı

İyi insan olmak

İyi insan olmak
Kasım 07
13:37 2014

Bence; dinler de, öğretiler de aslında “iyi” insan olmayı öğütlemezler ve fakat “kötü” insan olmamayı öğütler ve amaçlarlar…

İkisi aynı anlamdaymış gibi görünse de arada büyük bir fark vardır. Yani ulaşmaya çalıştığınız noktaya (nokta üzerine de ayrıca tartışılmalı, cennet, aydınlanma, bir olma, hiç olma vs.) Yaptıklarınızla ulaşamazsınız. Sizi o noktaya ulaştıracak olan yap”ma”dıklarınız olacaktır.

Öldürmemek, çalmamak, zina yapmamak, yalan söylememek, hak yememek vs… (dine veya öğretiye göre eklenebilir veya çıkarılabilir.)

Dikkat edin amaçlanan hep “kötü” insan olmamak.

Şimdi burada yazarken kısa yazmaya gayret ettiğimden iyi – kötü kavramını sorgulama ve kötünün de aslında iyinin az olma durumu olması gibi konulara girmiyorum.

Farklı şekillerde olsalar da ibadetlerin ise temel amacı tefekkürdür. Yorumlanması farklılaşmış, değişikliğe uğramış da olsa asıl amaç bireyi tefekkür ettirerek (düşünce üzerine derin düşünmesini sağlayarak) “nokta”ya ulaşması hedeflenir. Ancak zamanın akışı ile ibadetler de “adet” olduğundan bu hedef şaşmış ve birey-toplum neden ibadet yaptığını da unutmuş olabilir ve bunu “adet” hale getirmiş olabilir. Ancak esas amaç budur.

Dinler de, öğretiler de, (bence) aslında toplumun tamamının “nokta”ya ulaşmasını hedefleyemezler. Bu imkansıza yakın bir şeydir. Her bireyin yolculuğu ve yolu farklıdır. Ayrıca herkes de bu yola çıkacak soruyu kendine soramayabilir. (aslında çok ama çok azı sorar) bu nedenle tüm din ve öğretiler de sembolizmayı kullanır ve bunu arayanlara, anlayabilecek olanlara batıni yorumlarını sunarlar. Kat kat yorum olduğunu ve budur denilebilecek bir yorumun olmadığını (her din ve öğreti için) düşünüyorum.

Bu nedenle tarih içinde yaşadıkları toplumun duymasına hazır olmadıkları cümleleri kuran ve aslında batıni yorumu bir zerre açıklama kaygısı duyan insanların hepsi istinasız dışlanmış, kafir-sapık ilan edilmiş, hapse atılmış, derisi yüzülmüş, işkence görüp asılmış veya yakılmıştır. Tarihin her devrinde her noktasında bu vahşet yaşanmış ve yaşanacaktır.

Bu yaz Montsegur Kalesi’ne zorlu yollardan çıktığımda oradaki “sessizliğin sesi” bana tam da bunu söylemişti.

8.800 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • Bütünü Gözden KaçırmakBütünü Gözden Kaçırmak Günümüzde insanlığın, belki en büyük derdi, detaya odaklanmak. Detaylara o kadar düşkün olduk ki, bir şeyleri gözden kaçırdığımızı bazen hissetmiyor/görmüyoruz. Bu durum hayatın her […]
  • Aldım, verdim, ben seni yendim…Aldım, verdim, ben seni yendim… Aldım, verdim, ben seni yendim... Çocukluk anılarımızdan kalan bu tekerlemeyi hatırlar mısınız? ''Sarı kızın saçlarını yolmaya geldim'' şeklinde devam edermiş, sonradan öğrendim. Bu […]
  • BİR ŞARKI, BİR ADAM, BİR KADIN VE DÜNYABİR ŞARKI, BİR ADAM, BİR KADIN VE DÜNYA “Git, hasret kokan uzak şehirlere Kalbinin götürdüğü yere Közlenen duyguların ateşe dönünce Anlarsın ardında bıraktığını…” **** Hayatta tesadüf olmadığını anladığımdan beri her şey […]
  • AtaAta Atatürk paylaşımları yüzünden, dün akşamdan beri gözlerim hep nemli. Neden bu kadar ağladığımı düşündüm. Evet, elbette büyük şeyler yaptı, büyük bir insandı, Ata'mızdı. Maddi ve manevi […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Kasım 2024
P S Ç P C C P
« Eyl    
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930  

Arşivler