Juliette Greco
Juliette Greco da gitti öte aleme.
93 yaşında.
Kim miydi?
Ohooo… Kimdi ki kim…!
1927 yılında Fransa’da doğdu Juliette.
Aktris ve kabare şarkıcısı.
Paris’teki Saint Germain Des Prés müzik çevresinin ikonik figürü olarak kabul edilen Juliette’in aşklarının rüzgarından doğan efsaneler dört bir yanı sarmıştır.
Benim için unutulmaz olanı, caz trompetçisi Miles Davis ile yaşadığı aşktır.
Hele bir bakalım mı?
Şimdi bu Miles genç bir yetenek, 1926 doğumlu.
Ve zenci.
Önemli mi? Önemli, zira maceramızın eksenini ırk ayrımcılığı oluşturuyor.
Miles 13 yaşında babasının aldığı trompeti çalmaya başlıyor, okul bandosu, konserler…
New York’un ünlü müzik okulu Julliard’a kabul ediliyor.
Sahneydi, okuldu, uyuşturucuydu … derken 17 yaşında baba oluyor.
Offf hıza bak…!
Çocuğa ‘miles’ adı koyarsan, olacağı bu.
1949 yılında Paris’e turneye gidiyor Miles.
Daha 23 yaşında ve 22 yaşındaki Juilette Greco ile tanışıyor.
Tanışma nasıl mı oluyor?
Miles’ın konserine gidecek bilet yok. Arkadaşı, romancı ve müzisyen Boris Vian onu alıp sahne arkasına götürüyor ve orada tanışıyorlar.
Akşama yemek…
Ta ta taaaaa… Borular iki sevgili için çalsın.
Aşkları savaş sonrası Paris hayatının gök kubbesini süslüyor ve bir gün, onun bunun hayatına maydonoz olma sevdalısı Sartre kalkıp Miles’e “ulan oğlum evlensene kızla” deyiveriyor.
Miles’ın tarihe kazınmış cevabı geliyor:
“Onu mutsuz edecek kadar çok seviyorum”.
Bir yıl sonra Miles Amerika’ya dönecektir, sevgililer gözyaşları içinde ayrılırlar.
O sırada Juliette, Cocteau ile tanışır ve onun kült filmi Orphée’de oynar.
Şöhret basamaklarını üçer beşer çıkan Juilette’i kim tutar…?
Efsane bu ya, Miles ölene kadar onunla dost kalmıştır ve birbirlerine olan sevgileri gram azalmamıştır.
1950’lerin başında, Juliette büyük bir gösteri için New york’a gider ve Miles’ı akşam yemeğine Waldorf Astoria’ya davet eder. Miles gelir, gözyaşları içinde sarılmaca, geçen iki koca yılın muhasebesi… ama o ne, lokantada sipariş ettikleri yemekler iki saat geçmesine karşın gelmemiştir.
Çünkü siyah bir adam, beyaz kadın Waldorf Astoria’nın soylu ruhunu kirletmektedir. Garson sonunda tabakları masaya çarparak bırakınca bunlar uyanırlar. Yemek macerasından sonra
Miles ağlayarak arar Juliette’i, olanlardan dolayı üzgün olduğunu belirtir ve Amerika’da bir daha onunla birlikte olmak istemediğini söyler.
Yıllar sonra bu olayla ilgili Juliette’in yorumu şöyle olmuştur: “Birdenbire korkunç bir hata yaptığımı anladım ve bundan asla unutmayacağım tuhaf bir aşağılanma duygusu geldi. Amerika’da Miles’in rengi bana açıkça belli oluyordu, oysa Paris’te siyah olduğunu fark etmemiştim”.
Juliette üç kez evlenir, birinci kocası aktör Philippe Lemaire, ikinci de aktör Michel Piccoli, üçüncü bir piyanist Gérard Jouannest.
Bu sırada aşklar, sevdalar, birliktelikler …
İspanyol yazar Manuel Vicent’e göre Juliette, Albert Camus’un sevgilisidir. Ayrıca Fransız şarkıcı Sacha Distel ile mercimek fırın olayları olduğu söylenir.
Yine araya sıkışmış bir ilişki, caz sanatçısı, müzisyen Quincy Jones ile olmuştur. Qunicy “bunu öğrenen Miles beni yıllar boyu sıkıştırıp durdu” demiştir ki Miles’i anlamak lazımdır, lakin Miles’de bu mercimek fırın konusunda Juliette’den aşağı kalmıyordur.
Bizimkinin 1965 yılında aşırı uyku hapı alıp öte aleme gitme denemesi olmuşsa da, yazar Françoise Sagan tarafından banyoda bulunup hastaneye kaldırılmış, paçayı kurtarmıştır. O sıralar Miles de kim bilir kaçıncı “uyuşturucuyu bıraktım, yeminle bak” muhebbetindedir.
Beatles’ın ünlü “Michelle” adlı şarkısının doğuşunda, Juliette’in esin kaynağı olduğunu söyler Paul McCartney.
Dün öte tarafa yolcu oldu Juliette Greco.
Yolu açık olsun.