Kadim Balta Tiymez Mezarlığı – Tarihten Gizlenen Hazarya’daki Karay Mezarlığı
Balta Tiymez Mezarlığı, Avrupa’nın En Eski Türk ve Musevi Mezarlığı olma özelliğini taşımaktadır. Bu mezarlığı kuran ve hüküm sürdüğü dönemde Doğu Avrupa’dan Güney Kafkasya’ya kadar çok geniş bir coğrafyaya yayılmış olan Hazar İmparatorluğu, Cumhurbaşkanlığımız forsunda bulunan yıldızlardan bir tanesi ile de temsil edilmektedir.
Bu mezarlık, Hazar İmparatorluğunun Mirasçıları olan Kırım Karay Türklerinin, Balta – Tiymez (Balta dokunamaz, değemez, vurulamaz) mezarlığıdır. Mezarlıktaki meşe ağaçlarının kesilmesi yasak olduğundan Balta-Tiymez adı verilmektedir. Balta – Tiymez Mezarlığı, Ukrayna’nın güneyinde bulunan Kırım yarımadasının, Bahçesaray şehrinde, Kırk-Yer bölgesindedir. Hemen üst tarafında, Hazar İmparatorluğu döneminde inşa edilmiş bir garnizon olan Çufut (Çift)-Kale bulunur. Kırım’ın bugünkü tarih itibariyle 2500 yıl öncesinden bir Türk yurdu olduğunu gösteren deliller taşıdığı için Türklük ve Türk Dünyası için oldukça önemlidir.
Adı yalancılıklar karalandı.
Balta-Tiymez Mezarlığı üzerinde en geniş ve detaylı çalışmayı bir Kırım Karay Türkü olan Haham, Tarihçi, Edip ve Arkeolog Avraham Ben Şemuel Firkoviç yapmıştır. Bu Karay Türk alimi aynı zamanda Türk Birliği’nin Fikir Babası İsmail Bey Gaspıralı’nın yakın arkadaşıydı. Türk dünyasının ilk ortak dildeki yayını Tercüman Gazetesinde yazıları yayınlanmıştır. Büyük Din Adamı ve Türkolog, yapmış olduğu arkeolojik kazıları Avney Zikkaron adlı kitabında yayımlamış ve verdiği bilgilerin doğruluğu da, mezarlığın tarihi hakkındaki bilgileri de Rusya Kraliyet Bilim Akademisi tarafından da kabul edilmiştir. Vefatından sonra, Rus siyasi hayatının bekası açısından son derece tehlikeli keşifler yapmış olan Haham Avraham Ben Şemuel Firkoviç’in adı yalancılıkla karalanmıştır.
Bir başka Kırım Karay Türkü olan araştırmacı Aleksander Kokizov da basında bir hayli yer tutan tartışmalara son noktayı koyarak, Haham Avraham Ben Şemuel Firkoviç’in verdiği bilgilerin ve mezarlıktaki taşların Ulu Ata Sınavu isimle ve takvimle uyuştuğunu, ölenlerin ölüm günlerinin bile belli olduğunu ispat etmiştir. İlk önce Haham Avraham Ben Şemuel Firkoviç tarafından bulunan ve daha sonra değişik bilim adamlarınca yapılan kazılar ve araştırmalarla mezarlığın eskiliği ortaya çıkarılmıştır.
Aramice ve İbranice yazılmış Türkçe isimler
Arami ve İbrani alfabesi ile yazılı kitabeleri olan mezarların çok eskiliğinin Rusya’nın ve diğer Rabanik Yahudi’lerin itiraz etmemelerinin asıl nedeni, mezarlığın kime ait olduğudur. Çünkü bu mezarlarda yatan kişilerin adları Türkçe’dir. Haham Avraham Ben Şemuel Firkoviç’e karşı çıkan bazı araştırmacılar, kendilerine delil olarak Karay isimlerinin, kardeş topluluk Kırım Tatarları tarafından da kullanıldığını ve dolayısıyla bu isimleri Karayların Kırım Tatar Türkü kardeşlerinden aldıkları tezini savunurlar.
Karaylar XIII. asırdan önce Türk ve Fars adlarını kullanırlardı. Kırım Tatarları o zamanlar Kırım’da değillerdi. Örneğin Farsça bir ad olan Gulaf (635), Goher (815), Arzu (836) Türk-Tatar adı Bikaçe (635-834), Mamuk (720- 796), Aytolu (815), Türk adı Biyana (845), Tohtar (898), Beklaf-936 bunlardan sayılır. Bu adlar Kırım Tatar Türkleri arasında da yoktur. Biz burada Balta Tiymez Kabristanı’ndaki aile mezar taşlarına nakşedilen, 12. yüzyıla kadarki tarihler ve okunan kadın adlarını örnek olarak gösterelim. Akbike (1030), Ayke (719), Aytolu (825, 1023, 1086), Altınkız (1006), Arzu (836-976-1045), Bibüş (1044), Bikeçe (635-834-937-1001-1088-1127), Biyana (845-1003), Bikelek (936), Biçe (1150), Gulef (635-1025-1064), Devlet (1024), Menevşek (982-1030), Meneveş (653), Murat (1000-1090), Saadet (1045), Sarra-Hatun (669), Severgelin (670), Sultan (975-1035-1049) Tohtar (898-1045-1140), Şahuv (704-1030), Emçi (726).
Erkek isimleri de şöyledir: Alani (706), Appak (1028), Baba (991), Babay (1046), Babakay (1090), Baba-şah (1047), Balıkay (1090–1098), Bahşi (622–619–667), Duvan (1065), İncirci (1175), Kefeli (1128), Mesud (807), Murza (1049), Parlak (180), Paşa (998–1035–1062), Sakizçi (1061), Temirza (1088), Tohtamış (262–578–1157), Ulu Ata (973), Çaban (1150–1157), Emeldeş (1172), Efendi (824).
Neden saklı tutuluyor?
Karay Türkleri Balta Tiymez Kabristanı’ndaki bu mezar taşlarını “üzerinde tahrifat yapılıyor ve Türk adları yok ediliyor, mezarlığa saygısızlık yapılıyor” diye saklı tutmaktadırlar. Haham Avraham Ben Şemuel Firkoviç tarafından bulunan mezarlar ve el yazmaları, kitaplar ise o ahirete intikal ettikten sonra Saint Petersburg’da müzeye kaldırılmış ve adeta saklanmıştır. Şu an bile, Haham ve Türkolog Avraham Ben Şemuel Firkoviç’in arşivine özel izinle çok kısıtlı sayıda araştırmacının erişimine izin verilmektedir.
Haham ve Türkolog Avraham Ben Şemuel Firkoviç’in Koleksiyonu olarak bilinen bu buluntular bilim aleminden ve herkeslerden saklanmaktadır ve bugün dahi akıbeti meçhuldür. Ancak yüksek düzey Rus Otoritelerinden referansı olan araştırmalara açıktır. Bazı mezar taşları da, Sovyetler Birliği döneminde Bahçesaray’da yaptırılan Lenin Meydanı için kullanılmıştır.
Ağacı kuruyanın soyu da mı kuruyor?
Kırım Karayları için bu mezarlık çok önemlidir. Orada, kendi ailelerinin kökü olarak inandıkları ağaçlar (terekler) vardır. Her ailenin bir ağacı olduğu gibi bu ağacın kuruması veya yok edilmesi halinde ailenin soyunun kuruyacağına inanılır. Burası kutsal bir mekan olduğu için, Kırım’ın dışında, çok uzaklarda yaşadığı ve vefat ettiği halde, Kırım Karay Türkleri için faydalı iş yapmış olanlar ve Kırım Karaylarının ileri gelenleri için de adına “Yolcıtaş” dedikleri anıt mezarlar da vardır. Mezar ziyareti, küçük bir taş parçası kabir üzerine konularak yapılmaktadır. Mezarlık içerisinde insanlar oldukça saygılı olmalıdır. İçerde sigara dahi içilmez. Balta – Tiymez Mezarlığı’nda herkes çalışamaz. Ancak ve ancak Kırım Karayları , Kırım Türkleri ve Türk soylu halklardan cemaatin izin verdiği kişiler çalışabilirler.
Son zamanlarda Rusya Rabban Yahudileri veya İsrail’den geldiği söylenen bilim adamları, Kırım Karaylardan gizli olarak burada değişik kazılar ve araştırmalar yapmışlardır. Kırım Karayları bu durumu öğrendiklerinde şiddetle karşı çıkmışlar ve onları engellemişlerdir.