Kadir Gecesi
Kadir gecesi ne zamanmış, bu gece miymiş, ve nelere gebeymiş?
Sorun gece kavramıyla başlıyor.
Neden geceler gündüzlerden daha kutsal?
Çünkü bahsedilen günahlar gecelerin mesaisi zannediliyor.
Gündüzler, güneşin aydınlığında görünmekten çekinen korkakların, sınırları aşamadığı zamanlar.
Ama geceler karanlık.
Birinci mesele şu.
Gece de, gündüz de eşit.
Kendinden korkmayan, ikisinden de korkmaz.
İkinci konu, sadece ay takvimiyle yönetilen maneviyat, dünya gerçeklerine ters.
Yıl içinde dolaşan kutsal tarihler yok.
Kutsal tarihler, güneş ve ayın uyumunda.
Üçüncü konu, üç ayların son on gününde, itikafa çekilen peygamberin, bu deneyimini doğrulamak için gelen, geldiği söylenen bir ayet.
Savaşların durduğu 3 aylar, son bir ay tam ibadet, son on gün, itikaf.
Ruhsal pratiklerin zirvesinde, herhangi bir geceden bahsediliyor.
Dördüncü konu, 27. gece olması konusu.
Yine ay takvimi.
Ve maalesef, İslam’da hep rivayetler var.
Hangi gece olduğu net olsaydı, bilmez miydik?
Beşinci konu, bu gece kandil değil, diğer uyduruk kandillerden farklı, Kuran’da geçiyor.
Bu gece kandil kutlayanlar, önce içlerindeki karanlığı aydınlatsınlar.
Altıncı konu, melekler dünyaya sadece bu gece inmez.
Her zaman aramızdalar.
Ama meleklerden medet umanlar, sınavda kopya çeken arkadaşlarımız, onları da seviyoruz.
Yapmaları gereken, torpil arayışı değil, içlerindeki tanrısal gücü keşfetmek.
Ve gelelim en önemli konuya.
Peygamber İslamı duyurmadan önce, putperest Araplar kategorisinde hep haksızlığa uğramış olan Sabiler, Ramazan ayının son on gününde bir gecenin kutsal olduğuna inanıyorlardı.
Müşrikler, “Sen Sabi mi oldun ya Muhammed?” dediklerinde bahsettiklerinden biri de buydu.
Bu yüzden, bu gece belirsiz.
Siz yine de dua da edin, tanrının siz olan parçasından, sizin tanrı olan parçanızdan af da dileyin.
Milyonlarca insan böyle yapıyor, yanılmadıklarını umalım…