KALEMKARDA GEÇEN BİR GÜN
Arkadaşımın vasıtasıyla sevdiğim bir yüzüğün tamiratı için bir ustaya gittim. Eski bir pasajın bodrum katında ama kod farkıyla dışarıyı gören kırmızı kapılı bir yerdi aradığım dükkan. Dükkana girdiğimde plaktan yükselen blues parçası çok etkileyiciydi. Kolay gelsin diyerek ilk olarak plaktaki sanatçının kim olduğunu sordum. Lightnin’ Hopkins olduğunu söyledi.
Taşlarla rengarenk taşlarla dolu tezgahından bakış attı bana. Tahmini 65 yaşında bir delikanlıydı. Kolay gelsin bu yüzüğü tamir ettirmek istiyorum size arkadaşım Uzay yönlendirdi dedim.
Yüzüğe baktı, güzel bir yüzük anısı büyüktür herhalde dedi.
Çok büyük dedim.
O arada içeri bir kişi girdi, beni yokmuş sayarak elindeki tesbihi gösterip taşı var mı diye direk sordu. Bana döndü. Yüzük mü alacaksın evladım dedi.
Yok tamir diyerek kısa kestim.
Adam alacaksan akik al. Akik taşı kutsaldır. Mübarektir. Sürekli hayır üzerine olur dedi. Altın hiç kullanma günahtır erkekte diye eklemeyi de unutmadı.
Allah adına yasak koyan bu adilerden nefret ederim tam herife saydıracakken dükkan sahibi
Al şu tesbihini başka yere götür. Hiç bir taşın diğerine üstünlüğü yoktur, islamda hiçbir şeyi put yapmayacaksın diyor sen taşın mübarekliğinden bahsediyorsun. Put yapıyor, hadis uyduruyor, inançları sömürüyorsunuz.
Falan veya filan taştan süs eşyası kullanmakla ilgili hiçbir dinsel buyruk yoktur ve olamaz.
Adam la havle çekerek çıkarken, dükkan sahibi kahveni nasıl içersin dedi.
Nasıl olursa mübarektir, diyerek göz kırptım.
Büyük ve sağlam bir dostluğun ilk adımı atılıyordu.