Kapılar ve Koridorlar
“Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
ve arkasında güneş doğmayan
büyük kapıdan geçince başlayacak
bitmeyen sükunlu gece…”
Yaşam, düz bir koridor ve bu koridorun bizi götürdüğü bir yol değildir. Koridorlar ve bu koridorlardaki kapılardan oluşur. Bu kapıların bir kısmı aralık, bir kısmı ardına kadar açık, bir kısmı ise kitlidir…
Koridorlar bazen genişleyip daha geniş galerilere, galeriler birden fazla koridora geçiş veren bölümlere dönüşebiliyor…
Girmeden, hatta ilerleyip ilerilerine ulaşmadan hangi koridorun nereye gittiğini, nereye çıktığını bil(e)miyoruz…
Koridorlardaki kapıların ve o kapıların ardındaki oda ve diğer koridorların da bizi ulaştırdığı, ulaştıracağı yerler meçhul…
Tek yönlü bir yolculuk bu; geri dönemiyoruz koridorlarda…
Koridor bittiğinde zorunlu olarak bir kapıdan veya bir geçitten geçiyoruz…
Kapıların kapanması demek bizim için yolculuğun bitmesi anlamına gelmiyor. Kapıların kapanması demek yeni bir koridora, ulaşmamız gereken yere hareketlenmemiz için aynı zamanda bir fırsat bir müdahale anlamına geliyor…
Kazanılamamış bir sınav, mülakatlarından geçilememiş bir firma/kurum, oluşturulamamış ve/veya sonuçlandırılamamış bir ilişki… Hepsi bir kapı…
Klişedir ama halk deyişimizdir; “Allah bir kapıyı kaparsa diğerini açar”…
Kapanan kapılarak üzülmek yerine biraz ilerde bizi bekleyen kapıya ulaşmak ve onun ardındaki yaşamı bulmak daha heyecanlı değil mi?
Ta ki sükunlu gecenin başladığı o son kapıdan geçinceye kadar…