Karar Alırken Önyargılara Dikkat!
İş dünyasında kadınlara karşı ön yargılı olmadığınızı mı düşünüyorsunuz? Kadınların da erkeklerle eşit fırsatlara ve ücrete ulaşmalarını destekliyor musunuz? Eğer öyleyse, bu çok sevindirici. Son yıllarda iş dünyasında kadınları güçlendirmeye yönelik güçlü adımlar atılsa da, araştırma sonuçları çoğunluğun böyle düşünmediğini gösteriyor. Örneğin Harvard Üniversitesi Project Implicit kapsamında, 200.000’in üzerinde katılımcıyla global bir araştırma gerçekleştirdi. Kadın ve erkek katılımcıların %76’sının erkeklerin iş hayatına, kadınların ise ev işlerine daha uygun olduğunu düşündüğü ortaya çıktı. Oysa kadınların iş hayatına katılımı, hem ülke ekonomisi hem de şirketler açısından daha faydalı. McKinsey Çeşitlilik Araştırması’na göre yöneticileri arasında kadınlara eşit hak ve fırsatları tanıyan şirketler %21 daha yüksek performans gösteriyor. Rekabetin oldukça yoğun yaşandığı iş dünyasında, rakiplerine fark atmak isteyen şirketlerin kadın yetenekleri çekmesinin akıllı bir taktik olduğu aşikar. Ancak bunun için de kadınların ev işlerine daha uygun olduğunu düşünmeyen yönetim ekiplerine ihtiyaç duyuluyor.
İş dünyasında ön yargılar kadınlara olduğu gibi, gençlere, yaşlılara, engellilere, engelsizlere hemen hemen her gruptan bireye karşı olabilir. Konuşma biçiminizden dolayı birisi yeteri kadar zeki olmadığınızı düşünebilir. Bir insanı ilk bakışta tanıdığından emin olan başka biri tarafından, bir iş görüşmesinde elenebilirsiniz. Heyecanla yeni başladığınız bir işte, ‘‘eskiler’’ ve ‘‘yeniler’’ gibi gruplaşmalarla karşılaşabilir, bir tehdit olarak algılanabilir ve asla aralarına alınmayacağınızın sinyallerini alabilirsiniz. Bunun gibi ön yargılar çoğumuzun hayatını etkiledi ve etkilemeye devam da ediyor.
Objektif olmamızı ve rasyonel karar almamızı engelleyen 188 bilişsel ön yargı ve psikolojik eğilim tespit edildi.
Ön yargılar hepimizde var. Bu çok insani bir durum. Farklı olanı tehdit olarak algılama, kendi grubundan olanı benimseyip, diğerlerini insan olarak bile görmeme gibi, mağaralarda yaşanılan günlerden getirdiğimiz davranış kalıpları da hala varlığını koruyor. Ancak nörobilimin de gelişimiyle, kendimizi ve zaaflarımızı daha iyi anlayabiliyor; ön yargıların farkına varabiliyoruz. Beynin değişime, insanın ise evrimleşmeye açık olduğunu bilmek içimize su serpiyor. Farkındalıkla, niyetle ve azimle ön yargıları dönüştürebiliriz.