Kendime Notlar…
Kendimle ilgili bir tespitim vardır yıllardır;
Beni tanıyan ya çok sever, ya hiç sevmez. Arası yoktur. “Ehh valla, bilmiyom.” demezler benim hakkımda pek.
Söylemler, tavır, hedefler, hayata bakış ve duruş net olduğundan,
bunları duymak herkesi çok hoşnut etmeyebilir, hepsi haklıdırlar yani…
Ayrıca, düzeyli tartışmaya açık, fikir alışverişlerinde hatası gösterildiğinde ve gerektiğinde geri adım atmasını ve özür dilemesini bilen yapı,
kimileri tarafından sevilmesine rağmen kimilerine göre gıcık kapılasıdır, buna da eyvallah…
Nereden diyeceksin Feliks…
Şuradan;
O sevmeyen takımdan biri öldüğünde,
O kişinin doğum günlerinde, ya da ölüm yıldönümünde…
O arkadaşı ilk hatırlayan…
bir mesaj yazmak isteyen…
ama yutkunan…
bir dönem onunla birlikte sana karşı duranların onu ne kadar çabuk unuttuklarını görmenin üzüntüsünü yaşayan olmak…
gözlerinin dolması…
… filan gibi yazınca işte…
yaşayan ölüler tarafından sevilmeyen adam olabiliyorsun.
ve umuyorsun ki;
“O” neyin ne olduğunu “Oradan” anlayabiliyor.