Kerbela
Bakın, Muharrem ayındayız!.. Kimi Müslümanlar ki onlara “Şiiler”denir, 10 Muharrem günü dövünürler!.. Kimi Müslümanlar ise ki onlara “Sünniler” denir, “Aşure” yapıp, birbirilerine gönderirler!..Dövünenler?!.. Aşure keyfi sürenler?!
Şiiler, “Araplara ait bir kan davasının babadan miras kalmış taraftarlığını “Kerbelâ olayı” nı anarak günümüzde de yaşatmağa çalışmakta,” Sünniler,“Yarattıkları festival havası içinde Aşure yiyerek “Kerbelâ olayı” nıve tepkileri unutturmaya çalışmaktadırlar!..” Hem acı ve hem komik!.. Ne diyorlar, trajikomik!..
İyi bakın, bu bölünmenin altında İslâm’dan önceki putperest Arapların aşiret kavgaları yatmaktadır!.. “Arap kabilecilik Şövenizm’i” yatmaktadır… “Kerbelâ olayı” da bunun görünen yüzüdür!..
Gelin görün ki; acı olanı, bu gün dahi politikacılar tarafından kullanılan Arap isimlerinin ve süregelmiş Araplar arası kan davalarının içyüzünün, başta bu politikacılar olmak üzere bizlerce bilinmezliğidir!..Gelin, gerçekle yüzleşmek üzere sizi Arap tarihine götüreyim!
Gözünüzün önüne Arap Yarım Adasını getirin!.. Onlarca kabilenin yaşadığı bir toprak parçası!.. Bu kabileler, yılın on bir ayı birbirleriyle kavgalı!.. Yılda bir ay aralarındaki kavgaya ara veriyor ve Mekke’de buluşup “Şölen” yapıyorlar!.. Siz isterseniz “Tapınma” deyin!.. Neyin önünde?
Bugünkü Kabe’nin bulunduğu yerdeki Mina Vadisi denilen ve “Allahın Kızları diye nitelenen Allat, Uzza ve Menat adlı tanrıçaların tahtadan heykellerinin önünde!..”
İslamiyet’ten sonra “Şeytan taşlanan yer!..” Yani, pek çok güzel insan Müslüman’ın “Niçin ve neyi taşladıklarını bilmeden” ezilme tehlikesi geçirdikleri yer!..
İşte, İslamiyet’ten önce, yılda bir ay süren bu şölen için Mekke’ye gelenler bir fuar havası yaşıyor!.. Paralarını harcayabiliyorlar!.. Sergiler açılıyor!.. Getirilen ürünler el değiştirebiliyor!.. Şiir yarışmaları dahi yapılıyor!.. Bereketli bir kent Mekke!..
Hz. Muhammed’in dört kuşak öteden dedesi olan Kusay, Mekke’yi ve dolayısıyla Kâbe’yi Kureyşlilerin egemenliğine sokar!.. Sonra, bu egemenlik oğlu Abd’uMenaf’a geçer!.. Menaf’ın iki oğlu vardır, Haşim ile Abdu Şems!.. Bu iki oğuldan iki aile ürer!.. Haşim’den Haşimoğulları, Abdu Şems’ten ise Ümeyyeoğulları!..
Egemen olabilmek için büyük bir rekabet ve çekişme başlar!.. Doğal olarak, Arabistan’ın diğer kabileleri de bu iki rakip kabile etrafında toplanır!.. Kamplaşma başlamıştır!..
Hz. Muhammed Haşimoğulları’ndandır!.. Hz. Muhammed’in peygamberliği Ümeyyeoğulları’nı korkutur!..Bu durum mevcut rekabet dengesini altüst edecek ve Mekke Haşimoğulları’nın egemenliğine geçecektir!.. Hemen tavır alırlar!..
Ümeyyeoğulları cephesi, Mekke’deki Hz. Muhammed ve taraftarlarına ambargo, sonra da Mekke’den kaçmalarına (hicret’e) neden olacak şekilde sert bir tepki gösterirler!.. Başarılı olmuşlardır, Hz. Muhammed ve taraftarları kendilerini kabul eden Medine Kentine Hicret etmiştir!..
• Ancak, bunun karşılığı verilmelidir!.. Amcaoğlu olan Ümeyyeoğulları ve taraftarlarına bir darbe indirmek isteyen Hz. Muhammed ve taraftarları, Muaviyenin babası Ebu Süfyan’a ait kervana el koymak isteyince önce “Bedir Savaşı”, arkadan “Uhud ve Hendek savaşları” yaşanır!.. Ebu Süfyan Muaviyenin babası ve Yezid’in dedesidir. Sonra “Kerbelâ!..” Kerbelâ, bugünün diliyle bir Rövanş güdüsüdür!. Hâlâ yaşanıyor!..
Bu böyleyken, politikacılar hala “Muaviye’den”, “Hüseyin’den”, “Yezid’den”, “Kerbelâ’dan” söz ediyor!.. Bunun “Arap kabilecilik Şövenizm’i” ni körüklemek olduğunun farkında olmadan!..
Gelin, tarihçilerin verdikleri bilgilere dayalı olarak, bu isimlerin kimler olduğuna ve hangi olaylara karıştıklarına gidelim!.. Yani Yedinci Yüzyılda Arabistan’a ve doğan İslâm’a!..
MUAVİYE KİMDİR? YEZİD KİMDİR? HÜSEYİN KİMDİR? KERBELÂ NEDİR?
Muaviye bin Ebu Süfyan:
• Ümeyyeoğulları’nın lideri Ebu Süfyan’ın oğludur!..
• Annesi Kureyş’in başkanlarından olan “Utbe bin Rebia”‘nın kızı HindbintUtbe’dir.
• Muaviye’ye“Ciğer yiyen kadının oğlu” lâkabı takılmıştır! Neden bu lâkapla anılır? “Uhud Savaşı’nda, Hz. Hamza öldürülünce, daha önce ettiği yemin uyarınca onun göğsünü yarıp, ciğerini çıkaran ve ağzında çiğneyen annesi Hind’in oğlu olduğu için!..”
• Babası Ebu Süfyan, Mekke’deki Hz. Muhammed ve taraftarlarının Mekke’den kaçmalarına (hicret’e) neden olacak şekilde sert bir tepki gösteren Ümeyyeoğulları’nın başkanıdır.!..
• Babası Ebu Süfyan, Hz. Muhammed ile taraftarlarının Bedir’de el koyulan Kureyş kervanının sahibidir!..
• Babası Ebu Süfyan, Müslüman olmadan önce Uhud Savaşında ve Hendek Savaşında Mekkeli müşriklerin komutanıdır!..
• Babası Ebu Süfyan, gücüyle baş edilemeyeceğini görünce Mekke’yi Hz. Muhammed’e teslim eden, diğer tüm Mekkelilerle birlikte (mecburiyetten) Müslüman olan ve bağışlanan liderdir!..
• Babası Ebu Süfyan, kızı Ümmü Habibe’yi Hz. Muhammed’e vererek, Hz. Muhammed’in kayınpederi olan kişidir!..
• Muaviye, kızkardeşi Ümmü Habibe nedeniyle peygamberin kayınbiraderidir!
• Muaviye, Müslüman olduktan sonra Hz. Muhammed’in kâtipliğini yapmıştır!..
• Muaviye, Hz. Ali’nin öldürülmesinden sonra İslâm’ın 5. Halifesi olduğunu ilan etmiştir!..
• Muaviye, Şam Valiliği görevinde bulunmuş, babası Ebu Süfyan’dan sonra Ümeyyeoğulları kabilesinin liderliğini üstlenmiş, Emevî devletini kurmuştur.
• Muaviye, İslâm’ın 4. Halifesi (ve aynı zamanda peygamberin hem amcaoğlu hem de damadı olan) Hz. Ali’ye karşı Siffın Savaşını yürüten, taktik olarak askerlerinin mızraklarına yırttırdığı Kur’an sayfalarını taktırtan kişidir!..
• Muaviye,4. Halife Hz. Ali’ye karşı bu savaşı “3. Halife Osman’ın katillerini bulup cezalandırma işini savsaklıyor” bahanesiyle açmıştır!.. Çünkü, Hz. Osman da Mekke’nin Ümeyyeoğlu kabilesindendir ve Muaviye, Hz. Osman’ın amcasının torunudur!..
• İslam’ın 3. Halifesi Hz. Osman ise hem Halifedir, hem “Zinnûreyn/iki nur sahibi’ unvanını taşır!.. Nedeni, Hz. Muhammed’in, önce amcası Ebu Leheb’in oğullarına verdiği iki kızı Rukiye ve Ümmü Gülsüm’ü ayrıldıktan sonra (biri ölünce diğeri olmak üzere) sırayla Hz. Osman’a vermiş olmasıdır!..
• Hz. Osman, Ümeyyeoğulları kabilesinin etkin kişilerindendi ve sayılı zengindi.. Haşimoğulları’ndan Hz. Muhammed’in İslâm’ı yayma konusunda, özellikle Ümeyyeoğulları kabilesinin muhalefeti nedeniyle büyük zorluk çektiği bir dönemde Hz. Osman’ın İslâm’a kazanılması çok önemliydi ve elbette kendisinden kız esirgenecek değildi!.. Bir söylentiye göre, ilk kızı Rukiye ile Hz. Osman arasında 30 yaş fark varmış!..
• Zaten, Hz. Muhammed’in kızlarının Ebu Leheb’ten ayrılma sebebi, Ebu Leheb ve karısı Ümmü’nün İslâm’dan dönmesi ve Hz Muhammed’e ve İslâm’a karşı tavır almalarıdır!..
• Bu konuda Hz. Muhammed’e gelen “Ebu Leheb ellerin kurusun sözleriyle” başlayan, Hz. Muhammed’in amcası Ebu Leheb’i ve yengesi Ümmü Cemil’i lanetleyen “TebbetSûresi” namazda okunacak dualardandır!.. Her namaz kılışta her Müslüman bu bedduayı yineler!..
• Ebu Leheb’in karısı Ümmü Cemil de yalnız peygamberin yengesi değil, sonradan İslâm’ın 5. Halifesi olacak Ümeyyeoğulları’ndan Muaviye’nin halasıdır!..
• Hz. Osman, Halifeliği sırasında özellikle Ümeyyeoğulları’nı kayırması nedeniyle genel bir hoşnutsuzluk yaratmış, isyana neden olmuştur. Evi günlerce kuşatılmış, sonunda evine girilerek Kur’an okuduğu bir sırada katledilmiştir. Taşlanmasından korkulduğu için cenazesi bir türlü kaldırılamamış, üç gün ortada kalmış ve nihayet gece karanlığında bir Yahudi mezarlığına gömülebilmiştir.
• Hz. Osman’a karşı isyanı yürütenlerin başında Muhammed b. Ebu Bekir bulunmaktadır. Muhammed b. Ebu Bekir, ilk halife Hz. Ebu Bekir’in oğlu, (peygamberin eşlerinin üçüncüsü) Hz. Ayşe’nin kardeşi, dolayısıyla Hz. Muhammed’in kayınbiraderidir.
• Hz. Muhammed’in eşi ve ilk halife Ebu Bekir’in kızı olan Hz. Ayşe, peygamberin kuzeni ve de damadı olan 4. Halife Hz. Ali’ye karşı on bini aşkın kişinin öldüğü Cemel Savaşı’nı yürütmüştür.
• Bu savaşın sebebi olarak “Hz. Ayşe’nin, namusunun konu edildiği (ayrıntısına burada girilmeyecek ama İslâm tarihinde başlı başına bir sorun olan) IfkOlayı’nda Hz. Ali’nin takındığı tavırdır!..
• Bu savaşta Zübeyr b. Avvam Hz. Ayşe’nin yanında yer alır!.
• Zübeyr b. Avvam’ın babası ise, Hz. Muhammed’in ilk eşi olan Hz. Hatice’nin kardeşi (yani, peygamberin kayınbiraderi) Avvam’dır. Annesi ise, Hz. Hamza’nın kızkardeşi ve peygamberin halası olan Safiye’dir. Dolayısıyla Zübeyr, Hz. Muhammed’in kayınbiraderinin oğlu olmakla kalmayıp, aynı zamanda kuzenidir.
• Zübeyr’i, babası küçük yaşta öldüğü için, onu “Kureyş aslanı” lâkabına sahip amcası Nevfel büyütmüştür!..
• Zübeyr, Bedir Savaşı’nda Hz. Muhammed’in yanında yer almış, amcası Nevfel de karşı safta yer aldığı için bu savaşta onu öldürmüştür!..
• 2. Halife Hz. Ömer mescitte namaz kılarken, 4. Halife Hz. Ali ise mescit den çıkarken uğradıkları suikastlar sonucu öldürülmüşlerdir!..
• Kerbelâ olayının başlangıcı “Peygamberin torunu Hz. Hüseyin ile eşzamanlı olarak Abdullah b. Zübeyr ‘in 6. Halife Yezid’e karşı çıkıp, Hicaz ve Irak bölgesinde halifeliğini ilân etmiş” olmasıdır!..
• Abdullah b. Zübeyr ‘in babası, yukarıda anılan Zübeyr b. Avvam’dır. Annesi ise Halife Ebu Bekir’in kızı Esma’dır. Dolayısıyla, peygamberin eşi Hz. Ayşe onun teyzesidir. Abdullah, 3. halife Osman’ın damadı olmuştur ve Hz. Ömer’in Fatıma’nın çocuk düşürüp sonuçta da ölmesine neden olduğu için Emevi Halifelerine karşı çıkmıştır!..
• Hz. Hüseyin’in Yezid’in ordusu tarafından Kerbelâ’da öldürülmesinden sonra Abdullah b. Zübeyr de 683’te Mekke’de kıstırılmıştır. Abdullah kurtulmuş ve fakat Kâbe yanmış ve yıkılmıştır.
• Bu Kâbe’nin ilk ve son yanıp yıkılışı değildir. 692 yılında, 9. İslâm halifesi Abdülmelik’in komutanı Haccac, Abdullah’ı ortadan kaldırırken, yeniden inşa edilmiş olan Kâbe’yi bir kez daha yakıp yıkmıştır!..
• Ümeyyeoğulları’nın soyundan olan Emeviler’in saltanatına, Haşimoğulları soyundan Hz. Muhammed’in amcası Abbas’ın torunları/Abbasîler son vermiş, tüm Emevî önde gelenleri ve taraftarlarını bir tane bırakmamacasına katletmiş, onların soyundan olan halife ve devlet adamlarının mezarlarını açıp iskeletlerini yakmış, yakın tarihte ölmüş olanların cesetlerini mezardan çıkarıp ilk önce asmış, sonra da yakmışlardır!.
İşte, özetlersek; günümüzdeki Sünnî-Şiî ayırımının temeli; “Muaviye’nin yalnız Halifeliği değil, peygamberin mirasını da gasp edip, kızı (ve Hz. Alinin eşi) Fatıma’ya vermediği” vakıasıdır!..
Bu akraba kavgalarını kaleme alırken; “İslâm içerisinde bugün halâ süren kan davasının İslâm’dan önceki putperest Arapların aşiret kavgalarına dayandığını ve hala her iki tarafın da bunun taraftarlığını günümüzde de yaşatmağa çalışmalarının anlamsızlığını” çocuklarımıza ve gençlere göstermek istedim!…
Anılan kişilerin hepsi birbiri ile eş, dost, akraba!.. Fakat egemen olmak tutkusu içinde ömürlerini birbirlerine düşmanlık ile geçiriyorlar!.. Birbirlerini öldürüyorlar!.. Savaş taktiği olarak icabında Kuran’ı bile parçalıyorlar!.. Kâbe’yi yakıp yıkıyorlar!..
Lütfen, özellikle politikacılarımız, o dönemi ve isimleri kullanırken artık “Arap Kabileleri Şövenizmini” övüyormuş gibi kullanmayalım!.. Bana bu “Arap Milliyetçiliği” yapmak gibi geliyor!..
“Uzay ve aptallık sonsuzdur; Ama bazen birinciden kuşku duyduğum olmuştur!..”
Einstein