Kısa bir ütopya yazısı…
Sabah işe giderken 1 saat önce çıksak, trafik sıkışsa bile umursamasak. Eğer trafik sıkışmaz ve erken gidersek bir çay veya kahve eşliğinde iş yerinde kitap okusak mesai başlayana kadar. Tabii ki iş yerine geldin mesai başlamasa da çalışır görün baskısı olmadan. Ya da adam iş yerinde kitap okuyor lafı dolaştıran kişilere yönetim gereğini yapsa…
Aslında en güzeli mesaiden önce hatta mesaiden sonra kalıp bir müddet kitap okuyana ay sonunda teşvik amaçlı prim verilse.Hatta kurumun iç yazışmalarının olduğu bir alanda okuduğu kitabı kısaca özetleyen daha fazla prim kazansa.
Okuyan kesimi artan işyeri acaba daha kaliteli üretim, planlama, satış yapar mı?
İş yaptığı diğer kurumlarda farklılaşır mı?Çalışanlarının kültürü artan kurumun da kültürü artar mı?
Okumayan ve erken gelip geç çıkmaktan şikayet edenlerin sayısı gün geçtikçe azalır mı?
Bu dalga dalga yayılsa ülkeye faydası olur mu?
Yapılan kitap okuma işinin devletin iznine tabii bir durum olmamasından dolayı ters düşer miyim acaba korkusuda olmayacaktır.
Şimdi bu kısa ütopya yazısı dalga dalga yayılsa acaba toplumun önünde önemli yeri olan patronlardan biri veya birkaçı bunu uygulayacağını duyursa hatta servis saatlerini buna göre değiştirse ülke insanları bu kişiyi veya kişileri artık unutur mu?
Okumak sağlıklıdır.
Okuyan kişi okumayan kişiden daha verimlidir.
Dilerim ki bu kısa ütopya yazısı Platon ” Devlet ” Thomas More ” Ütopya ” Francis Bacon ” Yeni Atlantis ” ve diğer örnekleri gibi klasikler arasında değil hayata geçirilen uygulamalar arasında yer alır…