Mağara
“Girmekten korktuğunuz mağara,
aradığınız hazineyi barındırır.” Joseph Campbell
“İnsan varoluşunun konumlandığı yer olarak tanımlanan mekân” ve bireyin kendisini tanıma ve tanıtma sürecinde ev sahipliği yaparak boyut değiştirmeyi sağlayan mekân olarak bilinen Mağara ,Yeniden doğuşun olacağının, ölüp dirilmenin sembolü olan dişil bir imge, bir ‘Doğum alanı’ ; yüce ana arketipinin simgesel ifadesidir.
Mitolojik unsurların yanı sıra dini anlatılarda ve dini motiflerde de kutsal olan mağara Eliade’ye göre bir kült evidir.
Kahramanın yolculuğunda “Mağaraya giriş” aşaması
kahramanın kendi ile yüzleştiği
ve kendi benliğinin derinliklerine girdiği alandır.
Korkuları ile yüzleşir.
Mağara dıştan içe yönelişi simgeler.
İnsanın bilinçaltını sembolize eden mağara,
bir muhasebe mekânıdır.
İnsan mağarada yani bilinçaltında
iyi ve kötü taraflarını tespit ederek
kendisiyle hesaplaşır.
İnsanın kendi gölgelerini barındıran ve bu gölgelerle mücadele ettiği bir yer olan mağarada
kahraman ruhunu dinler ve dinlendirir.
Mücadeleden galip çıkarsa
kendisini olgunlaştırmış, ruhunu dinlendirmiş olarak kabul edebilir.
Dolayısıyla mağaradan çıkan kahraman,
bilinçaltı mücadelesini tamamlamış bir şekilde
özgürlüğe kavuşur.