Mazdekizm; tarihteki proto-sosyalistler
İslam’daki hemen tüm eşitlikçi hareketlerin toplu bir değerlendirilmesi yapıldığında, bazı önemli göstergelerin ortaya çıktığı görülür. Bir defa, bu hareketler, hemen tamamıyla, görünüşte Müslümanlığı kabul etmiş eski Zerdüşti, Maniheist ve Mazdeki çevrelerde mayalanmakta, bu yüzden geniş ölçüde etkilerini taşıdıkları bu inançları İslam’la bağdaştırma çabası içinde görünmektedirler. Yaydıkları ileri sürülen, en azından İslam kaynaklarının kendilerine izafe ettikleri doktrinler bunu açıkça gösteriyor (1).
O halde, Mazdekiliğin tarihini özetleyelim.
Asurların ilk kaynakları, Med aşiret ve oymakları arasında Mazdaizm inancının yaygın olduğunu belirtirler. MÖ 8. Yüzyıl Asur yazılı tabletlerinde, bölgedeki Mazdeklerin adının geçmesine ek olarak, MÖ 714 yılı öncesinde Med krallarından ikisinin adı Mazdek olarak geçer. Mazda inancında, her tanrısal yapı karşısında bir kötü dev, her iyi karşısında kötülük, zorluk vardır. İyi ile kötü iç içe, karşı karşıya, mücadele halindedir.
Mazdekilerin yaşadıkları devirde, Sasani sülalesi hüküm sürmekteydi. Sınıfsal ayrımcılık ve bölünme uç noktaya varmıştı. İran sarayı ihtişam içindeydi ve Şah’a mensup olanlar ise büyük servet sahibiydiler. Elmas, zümrüt zebil gibiydi; yorganlar bile incilerle süsleniyordu. Buna karşılık halk sersefil bir durumdaydı. Binlerce insan evsiz barksız sokaklarda yatıyor; bir lokma bir hırkaya muhtaç insanlar ortalıkta geziyordu. Mecusilerin başrahibi Mazdek, bu eşitsizliğe dikkati çekerek yoksulları etrafında topladı. Zenginlerin mal ve mülklerine el koymak suretiyle, halk arasında paylaşmayı önerdi.
Mazdekilere göre insanlar, kin, bölünmüşlük ve değişik şartlarda, yani sınıflara ayrılmış farklı kategorilerde yaşamaktan ötürü mutsuzdurlar. Tüm insanların eşit yaratıldığını; bir kısmının dünya malına mülküne ve kadınlara daha fazla sahip olmasının hakkaniyet ölçülerine uymayacağını öne süren Mazdekiler açısından, mutsuzluğun kaynağı olarak görülen eşitsizliğin ortadan kaldırılması esastı. Bu yüzden mal mülk ve kadınların ortaklığı, eşitliği sağlayan temel kural olmalıydı. Mal ve altın hükümdarın değil, halkındır. Herkes tanrı kulu ve Hz. Âdem’ in çocuğu olmakla, zaten doğuştan eşit haklara sahiptir. Kimin ihtiyacı olursa, bir diğerinin malından bunu karşılayabilmelidir. Hiç kimseye yiyecek parası için eziyet edilmemelidir. İnancımızda kıskançlık yoktur; kimse dünya lezzetlerinden ve nimetlerinden mahrum edilememeli, istek ve arzuların kapısı herkese açık olmalıdır.
Toplumcu görüşler taşıyan ihtilalci Mazdek, kadınlar dâhil tüm mal ve mülkün kamuya ait olduğunu ilan etti. Mevcut yasalara, sosyal kurallara şiddetle saldırdı. Egemenlerce yasaklanan her şeyin, yoksullar için mubah olduğunu vurguladı. Afganistan’ın Herat bölgesinde M.S. 488 yılında ayaklanma başlatıldı. Harekete katılan on binlerce aç, sefil ve perişan yoksul insan, ihtilale katıldı. Servet sahipleri öldürüldü, malları yağmalandı. Zenginlerden alınan değerli mallar bir meydanda toplandı. Halk arasında üleştirildi. Zenginlerin kız ve kadınları da isyancılar arasında bölüştürüldü.
İran hükümdarı Kubad bin Firuz, ihtilal karşısında korkuya kapılarak veya ikna edilmek suretiyle bu öğretiyi benimsediğini açıklamak zorunda kaldı. Mazdekiliği resmi mezhep ilan ederek, zenginlerin geniş topraklarını köylülere dağıttı. Hükümdarın 496’da tahttan indirilmesiyle doruğuna ulaşan hareket, Kubad veya oğlu Rusrev ‘in Eftalit (Akhunlar) hanından yardım istemesiyle büyük bir dönemece girdi. Bir müddet sonra toparlanan egemen sınıf, Eftalit birliklerini yanına alarak karşı isyan çıkardı. Saray darbesiyle hem Mazdek, hem de hükümdar derdest edildi. Kubad, önce hapse atıldı, sonra idam edildi. Ayaklanma 498-99 yılları arasında esas olarak yenilgiye uğradı ve yakalanan Mazdek bizzat Husrev’ in eliyle katledildi Kubad’ın genç oğlu Husrev, MS 535 ‘e kadar Mazdekilere karşı amansız bir mücadelede yaklaşık 400 bin Mazdekçiyi katletti. Başarıya istinaden, egemenler Husrev’e “Nuşirevan-ı adil” unvanını verdiler. Nuşirevan gelir gelmez, malikane sahibi Dihkan’ lar yeniden büyük imtiyazlara kavuştular; halk tekrar boğaz tokluğuna çalıştırıldı.
Nuşirevan’ ın zulmüne rağmen Mazdekilik akımı bitmedi; yoksulların umudu olarak İslam öncesi Hicaz, Yemen ve Güney Irak taraflarında etkisini sürdürdü. Abbasiler döneminde Kafkasya, Azerbaycan, Deylemistan, Taberistan, Horasan ve Maveraünnehir bölgelerinde 10-11. yüzyıla kadar başka biçimlerde varlığını devam ettirdi. Ortaçağ mezhep tarihçisi el Şehristani, Mazdekilik’ten sonra İslam’ın egemen olduğu İran’da, aynı düşüncelerin Sorhilik, Zındıklık, Muhammara ve Hürremilik adı altında sürdüğünü kaydeder (2).
(1) Örneğin, Kadı Ebu Bekir el Baqillani genelde Bâtınilik özelde İsmaililik, Karmatilik gibi fırkalarla Mecusilik arasında bağlantı kuruyor. Sünni mezhepli Abdülkaahir el Bağdadi, “Mezhepler Arasındaki Farklar” isimli çalışmasının 179-236 arasındaki sayfalarında Hürremdinilik, Ebu Müslimilik, Bâtınilik fırkaları düzleminde destekleyici görüşler öne sürer. 20. yüzyıl Mısırlı tarihçi Mahmud Şakir, İslam Tarihi başlıklı kitabında, Farslar için, “dış görünüşte Müslüman göründükleri halde Mecusiliklerinde gizlice ısrar eden bu azınlık, Arap ırkçılığına tepki olarak Pers ırkçılığını öne sürdü. Zira bunların büyük bir kısmı üzerinde (İslam’ın değil) Mecusi cahiliyetinin etkileri devam ediyordu (s.442-3) diyor.
(2) 2. Konuyla ilgili olarak bkz; el Şehristani, el Milel ve’l Nihel, s.58 I ve 4. Nolu dipnot; Arthur Christensen, Le regne du roi Kawadh l et le communisme mazdakite, 1925; E. Behnan Şapolyo, Mezhepler ve Tarikatlar Tarihi, s.389-91; Ümit Hassan, Türkiye Tarihi-I, s.146; E. Xemgin, Kürdistan’da Dini inançlar ve Etkileri, s.89-90;
Nizamülmülk, Siyasetname, 45. fasıl. Selçuklu baş veziri, bu eserinde, olayı ortodoks İslamcı ve egemen sınıf bakış açısıyla ayrıntılı biçimde hikâye eder. Ona göre Kubad oğlu Nuşirevan, henüz 15 yaşındayken Mazdekçiliğe karşı çıkmış; hareketin lideri Mazdek’in hilelerini ortaya çıkarmak için birçok Mecusi rahibiyle işbirliği yapmış; tanınmış kişilere gizlice haberler gönderip, “Babasının fena bir sevdaya kapılarak aklını kaybettiğini; Mazdekçiliği benimsemekle kendisi ve ülkesi için doğruyu seçmediğini; onu tedavi etme yollarını aramalarını” bildirmiş. Anlaşılan, gizlice haberden kasıt, eşitliğe karşı olan Nuşirevan’ın Sasani egemen sınıfı ile Eftalit denen Akhunlarla işbirliği çağrısıdır.
İlginç bir detay/not: Mazdekçi’lerin isyanında, zengin kişilere ait olan haremlere baskınlar düzenledi ve cariyelere eşit haklar verdi. Sonradan Mazdekizm’i seçen ve komün mülkiyete saygı gösterdiğini göstermek için eşinin Mazdek ile yatmasına izin veren Şah I. Kavad (tahtta 488 – 531 yılları arasında kaldı) döneminde imparatorluk içinde kargaşalar meydana geldi.
Acaba Türkçe’deki kavat kelimesi buradan geliyor olabilir mi?
Kaynaklar: Faik Bulut, wikipedia
—— wikipedia ———————————————-
http://www.wikizero.biz/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvTWF6ZGVrJUMzJUE3aWxpaw
Mazdekçilik ya da mazdekizm, İranlı Zerdüşt din adamı Mazdek’in düşünce felsefesine verilen isimdir. Mazdekizm, İsa’dan sonra 5. yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkan; insan eşitliği ve mal ortaklığını savunan bir akım olarak bilinmektedir. Her türlü özel mülkiyetin kaldırılması ve evliliğin serbest aşk[1] ile değiştirilmesini savunması ile ün saldı. Hava ve su gibi, paranın, malın-mülkün de insanlar arasında eşit olarak paylaşılmasını savunan Mazdek’in gerçekleştirdiği reformlar bir tür erken komünizm[2] örnekleri arasında gösterilmektedir.
Mazdek düşüncesine göre yeryüzü bütün insanların ortak yararına açık bir yaşam alanıdır. Bu yaşama alanında çalışan geçinir, çalışmayanlar silinip gider. Toplum bireylerin oluşturduğu ortaklaşa bir kuruluş olduğundan, kimsenin kimseyi baskı altına almaya, özgürlüğünü ortadan kaldırmaya ya da kısıtlamaya hakkı ve yetkisi yoktur. Bu nedenle, Mazdek düşüncesinde kadın erkeğin tutsağı değil, özgür bir insandır; dolayısıyla, yeryüzündeki hayatın da ortağıdır[3].
Mazdekizm
Pasifizmi, din adamı karşıtlığını ve yoksul halka yardım dağıtılmasını sağlayan sosyal reformlar sırasında üçü hariç bütün Zerdüşt Ateş Tapınakları kapatıldı. Mazdek’in yaşamına dair ne kadar yazıt varsa, bilgi ve belge varsa; Mazdek öldürüldüğü zaman imha edilmişlerdir. Onun sadık eşi “Hürrem Bint-i Kade” tarafından sürdürülen inançları, dünyaya bakışı ve öğretisi daha sonra İslam tarihinde yerini bularak Hürremist hareketlerin temel öğretileri olmuştur. Hûrremîyye meşhur Bâbek Hûrremî’in temsilciliği yaptığı önemli bir harekettir. Hûrremîyye ismini Mazdek’in eşi Hürrem’den alır. “Xurem”, “Xwarin”, “Ve’xwarin” Hint-Avrupa dillerinde yiyecek, içecek anlamına gelirken; esası “tabu yoktur, her şey mübahtır” esasına dayandığı içindir [4]
Ayrıca bakınız: Mazdek, Hûrremdîn’îyye, Sinbâd, Mukannaʿîyye, Bâbek’îyye, Bâbek Hûrremî ve Bâbek İsyânı
Mezdekî i’tikadları
Ateşgêde.
“Mezdekîler” Emevî Hanedanı’nın sonuna kadar yeterli hürriyete sahip olduklarından, İran’nın çeşitli bölgelerinde fa’aliyetlerini Mezdekî, Hürremî, Muhammere, Sürhî gibi nâmlar altında sürdürmüşlerdi. “Hûrremîler” yani Yeni-Mezdekîler’in de kendilerine has dinî kitapları mevcuttu. Kendisi de aslen bir Zerdüştî olan “Ebû İsâ Harûn’ûl-Verrak” bu düalist mezhep ve i’tikadları en ince ayrıntılarına kadar izâh etmişti. Mezdekî i’tikadları daha “Mezdek” hayatta iken İran’ın dışına taşmıştı. Yâkubî’nin Araplar’ın birkısmının “Zindik” olduğunu beyan etmesinden “Zindiklik” (yani “Manichéisme” ve “Mezdekisme”) dinlerinin Kureyşliler arasında birçok taraftarları olduğu anlaşılmaktadır. İbn-i Kuteybe’ye göre de İslâm’dan önceki Arap dinleri arasında “Mezdekîlik” epey yaygındı. Temimîler arasında yaşayan “Zerdüşt Mü’minler” arasında Zühare bin Udes’ût-Temimî, oğlu Hacib ve daha birçokları “Mezdekî” idi.
Ayrıca bakınız: Zerdüşt, Zerdüştlük, Mazdek ve Manichéisme
İran’da İslâmîyet öncesi dinlerden kalan ve hâlen yaşamakta olan bayramlar
İslam fethinden sonra ise İranlılar’ın âdet ve âyinleri tamamen kaybolmayıp asırlarca hayâtiyetlerini sürdürmüştü. Bilhassa “Nevruz” ve “Mihrguân” Bayramları bu gibi âdetlerin başında yer almaktaydılar. Hattâ İran’ın İslâm öncesi bayramlarından en önemlisi olan “Nevruz Bayramı”, daha sonraları İslâm’ın an’anesi içinde kendisine çok ayrıcalıklı bir yer edinmiştir. “Mihrguân (yani Mithra) Bayramı”, ise Mihr ayının başında tâ ki İran Moğollar tarafından istilâ edilene dek kutlanmaktaydı. İran’da bütün eyaletlerde Araplar tarafından tahrip edilmemiş birçok “Ateşgâhlar” (pyrées) da mevcûttu. Bunların başında en meşhurlarından olan “Azür Ferbegû”, “Azür Güşnasb” ve “’Azür Bürzin Mihr” adındaki üç büyük “Ateşgêde” gelmekteydi.[5][6]
—-////////////// ——————————
http://www.wikizero.biz/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvTWF6ZGVr
Mazdek (Farsça مزدک) (ölümü 524 veya 528) Sasani İmparatorluğu’nda Şah I. Kavad döneminde proto-sosyalist Zerdüşt reformcu bir din adamı. Bazı kaynaklar asıl adının İnderazor olduğunu söyler. Peygamber olduğunu savunan Mazdek, kamu mülkiyeti ve sosyal refahı arttırma programlarını uyguladı. Sasani İmparatorluğu döneminde yaşamış olan Medyalı devrimci bir düşünürdür. Onun düşünceleri zamanında büyük yankılar yaratmış, Şah Kava {Kawa, Kavad, Kubad} döneminde devrimci bir harekete dönüşmüştür. Aynı zamanda din adamları reisi {Baş Magus} olan Mazdek, Nuşirevan (Enuşirvan) tarafından oyuna getirilerek öldürülmüştür. (M.S. 500’ler) Göğsüne kadar toprağa gömülen Mazdek’in ölümünden sonra bütün Mazdek taraftarlarına katliam seferleri düzenlenmiş, Mazdek’in eşi Hürrem Rey tarafına kaçarak daha sonra Hûrremdîn’îyye adı altında ortaya çıkacak olan düşüncenin orada yayılması için uğraşmıştır.
Mazdekizm
Mazdekçilik olarak bilinen Zerdüştî mezhep ve felsefî akımın kurucusudur. Taraftarları düalist kozmolojiyi/teolojiyi Maniheizm ile paylaşırlar. Bu düalizmin altında evrenin iki özgün ilkesi vardır: Işık, iyi; karanlık, şeytani. Bu ikisi evrensel bir rastlantı eseri karışmıştır ve Mazdek’in hayattaki rolü iyi davranış ile Işık’a ait olan tarafını serbest bırakmaktır. Maniheizm iyi ve kötünün karışımını kozmik bir trajedi olarak gördü, Mazdek bunu daha tarafsız ve iyimser biçimde gördü. Mazdek söylediğine göre iyi ve kötünün karışımı Tanrı hariç her şeyi etkiledi.
Mazdekçilik’in ilkeleri
Mazdek öğretisinde, dini formalitelerin azaltılmasını ve Zerdüşt din adamlarının güçlü pozisyonunun tartışılması, bu din adamlarının bulunduğu güçlü konumun ezilen Pers halkını daha da yoksullaştırdığını savundu.
Ahlakî ve dünya nimetlerine kendini kaptırmamış, öldürmenin ve hayvan eti yenmemesinin gerektiği savunmuş, diğer halklarla barış içinde saygılı bir düzen kurmuştur. Mazdek’in reformları birçok yönüyle bir sosyal devrim olarak nitelendirilebilir ve erken komünizm[1] örnekleri arasında verilebilir.
Her türlü özel mülkiyetin kaldırılması, evliliğin serbest aşk ile değiştirilmesini [2] savundu.
Öğrencileri
Pasifizm bir inanış olduğu halde Mazdekçilik’i savunanlar, zengin kişilere ait olan haremlere baskınlar düzenledi ve cariyelere eşit haklar verdi. Sonradan Mazdekizm’i seçen ve komün mülkiyete saygı gösterdiğini göstermek için eşinin Mazdek ile yatmasına izin veren Şah I. Kavad (tahtta 488 – 531 yılları arasında kaldı) döneminde imparatorluk içinde kargaşalar meydana geldi.