Ne oldu bize?
Bırakın doları moları… Ne oldu bize onu söyleyin…
Ne zaman, neden sonra bu hale geldik biz? Çernobil’den ya da Fukuşima ışımasından sonra mı?
İnsanlığımızdan bu kadar uzaklaşmak için radyasyondan da etkili hatta belki doğaüstü bir etki gerek diye düşünüyorum. Toplumun çok büyük bir kısmı (hangi partiye oy verdiği ya da hangi okulu bitirdiği veya nerede-nasıl yaşadığı hiç önemli olmaksızın) tamamen karanlık ya da kötü tarafa geçmiş durumda…
Herkes birbirine ve çevreye daha nasıl kötülük yapabilirimin derdinde…
Bunları görmek için gazete okumaya, haber izlemeye gerek bile yok. Dışarı çıkıp 1 km araba sürmeye ya da yolda yürümeye çalışmak yeterli… Kaldırımda üstünüze motosiklet ya da araba sürüyorlar. Uyardığınızda da (değil ki mahçup bir “kusura bakmayın”) “NE OLMUŞ? SANA MI SORACAĞIM NERDE GİDECEĞİMİ!!! HEM SEN BİLİYOR MUSUN BEN KİMİM???” gibi küstah bir tavırla gezinen insan görünümlüler mevcut.
TV ekranlarında (yemek ve misafirlik gibi görece kültürel amaçlar edinmiş masum görünen canavar programlarda bile) kavga var.
İnsanlarımız bilgileri, görgüleri, davranışları, üretkenlikleri gibi olumlu kavramlarla ile fark yaratıp ilgi çekemediklerinden tamamen olumsuz kavramlara sarılmış durumdalar. Herkes herkesi rezil ederek batırmaya çalışıyor. O arada onlar da batıyor ama sorun değil?!?
Bu aymazlık nereye kadar gidecek? İnsanlar kendilerini daha ne kadar rezil edecekler gerçekten merak etmiyorum. Çünkü buraya kadar gelinmesi bile mucize… Nereden ve nasıl dönülecek? Onu merak ediyorum…
Devamlı batıya giderek doğuyu bulmak gibi insanlık devamlı kötüye giderek iyiyi bulabileceğini ya da devamlı iyiye giderek kötüyü bulabileceğini mi sanıyor?
Eskiden televizyonda halkın canı çeker diye sucuk reklamlarının kısacık ve ballandırarak anlatılmadığı, naif reklamlar yayınlanırdı. Annelerimiz beslenme saatinde farklılık olmasın diye yanımıza muz vermezdi. Muz’u evde yerdik.
Yeri geldiğinde hakkımızı yedirmemeyi de arsız ve ölçüsüz şekilde atlayıp başta kendimizi ve ailemizi rezil etmemeyi de öğrettiler…
TV ekranında sözde yemek programı için gelen “tip”lere bakıyorum; hem kendini hem ailesini rezil ettiği gibi yemek ve misafir kültürümüze de ciddi zarar veriyor. Atasözlerimiz ne güzel demiş; “çocuk, ailenin aynasıdır” diye… Ailesinin verdiği her şey ağzından çıkan salyalarla dışarı çıkıyor. Hem de kadın-erkek farketmiyor…
Sokakta kaldırımda gidip de (ancak bizim gibi dünyanın hiper gelişmiş ülkelerinde olduğuna iddiaya girebileceğim) kaldırım vandallığı yapan insan görünümlüler de hem ailesini hem o güne kadar ona terbiye verememiş tüm öğretmenlerinin ürünü olduğunu bağırıyor.
Yazık; çok yazık… Ne zaman toplumu her gün kanser gibi ele geçiren bu virüsten temizleyip iyileşmeye doğru yol alacağız?