Nevruz
Gönül coğrafyamızım ortak kültürü olarak önce Dünya Manevi Kültür Mirası Listesi ‘ne dahil olan, ardından da 2010 itibarı ile 21 Mart “Dünya Nevruz Bayramı” olarak kabul edilen astronomik vernal ekinoks günü olarak da bilinen #NEVRUZ,
Doğal döngülerle uyum içinde yaşayan ve bu zamanı ayin ve törenlerle onurlandıran Atalarımızın Kolektif Bilinçdışının ‘psişik DNA sı’ aracılığı ile nesiller arası iletişimin en güzel örneklerinden ☀️
Nasıl ki Cadılar Bayramı’nda korkularla yüzleşmenin ve korkmaktan çekinmeden, korku endişesi taşımadan eğlenmenin deneyimini yaşayan toplum
aslında toplumsal bir gölge çalışması yaşıyorsa
Nevruz da adeta
bireyleşmenin Anima- Animus evresinin yaşanması gelir bana
Kuzey Yarım küre’de İlkbahar Ekinoksu,
yaz ayları için aktif eril unsurun egemenliğine yol açarken
Güney Yarımküre’de Sonbahar Ekinoksu
kış aylarının alıcı, dişil unsurunun egemenliğine yaklaştırır.
Her bireyin bir dişil yönü ve bir de eril yönü var zira
ve mevsimsel varlıklar olarak
bu kutupları içimizde birleştirmeye davet ediliyoruz bizler
Bu bir tefekkür günü,
Bu bir denge günü,
hayatımızın iş, oyun ve ilişkilerdeki uyumunu düşünmek
ve kutupluluğun gizemine derinlemesine dalmak için
en iyi zaman
ve eski ama engel ne varsa
tozunu alma ve bırakma zamanı
Bu, hayatınızda ve ilişkilerinizde
dengenin sembolizmini bilinçli bir şekilde kucaklamak için mükemmel bir zaman
Mağaradaki (rahimdeki) kış uykusundan
tekrar Işığa çıkılabilen ( #ERGENEKON )
bir yenilenme ; arınma zamanı
Eğer Psişik rahimdeki çatışmayı
yeterince ışığa tutup dengeleyebilirsek
kendimizde yeni bir şeyler doğurabilir,
bağlı olduğumuz Güneşle yeniden hizalanabiliriz
Campbell ‘in sözlerindeki gibi ;
“Hayatın amacı,
kalp atışınızı evrenin atışına uydurmak,
doğanızı Doğa ile eşleştirmek.”
Astrolojiye bilinçdışının gökyüzüne yansıması olarak yaklaşan
Jung,
Astrolojiden büyülenmiş
ve “..bilim yıldızlarla başladı
ve insanlık onlarda bilinçdışının baskın yönlerini,
‘tanrıları’ ve zodyakın ilginç psikolojik özelliklerini keşfetti:
insan karakterine dair tam bir projelendirilmiş teori.”
demişti.
İşte o çiçekler, yumurtalar ve tavşanlar gibi
arketip sembolleriyle
doğal dünyanın yeniden doğuşunu temsil eden
Bahar Ekinoksuna
hiç de öyle basit bir ‘bayram’ olarak bakmıyorum ben de
Hele ki son yaşadığımız, yaşatıldığımız
elem günleri ile
asla asla bir bayram değil,
ancak
toplumsal bilinçte ,
kişsel ve kolektif ruhta
bir sıçrama yaratması
benim de beklentim ,
sanırım artık öze dönmek isteyen herkes gibi…