Okumalarım – 1
Son okuduklarım,
Robert Lomas ” Hanok’un gizemi Stonehenge ” ( 520 sayfa )
İlginç bir okuma oldu ,eğer zamanında Erich Von Daniken okurken keyif aldıysanız muhtemelen farklı konuları anlatan bu kitabı da beğeneceksiniz.Yazarın okuduğum kitaplarını hep farklı buldum ve beğendim.
Nuh tufanı efsanesinin çeşitli kültürlerdeki anlatımı,. Venüs ve önemi, Tapınakçılar, Stonehenge, Druidler…merakınız varsa bir göz atın
Kitaptan alıntılar,
“Görünüşe göre,yetişkin bir insan için ,bir adamın suyu şaraba çevirdiğineve denizin yüzeyinde yürüdüğüne inanmak,taşdevri insanının ileri gözlemli bir gök bilimi geliştirdiğine inanmaktan daha kolay ”
Raphael Meyssan ” Komünün lanetlileri ” ( 459 sayfa )
Konusuyla, boyutuyla, çizimleriyle dev bir eser olmuş.Bence mutlaka edinmelisiniz. Hatta elinizin altında bir müddet durmasında fayda var çünkü o müthiş çizimleri sindirmek lazım.Hayran hayran seyretmek lazım.
Paris komünü geçen sene 150 yaşına girdi, neydi o gün yaşananlar .
Kısaca,
18 Mart 1871 yılında kurulan Komün’ü, yetmiş iki gün boyunca işçiler yönetti. O zamanlar henüz hiçbir ülkede tam olarak tesis edilmiş olmayan genel oy hakkı tüm halka tanındı. Kadınlar barikatların en önünde yer aldı, özgürleşme mücadelelerinde bir adım daha attılar. İşçi sınıfı iktidarı, siyasal, kurumsallaşmış kiliseye karşı da büyük bir mücadeleye girişti. Kilise lağvedildi ve serveti kamulaştırıldı. Eğitim bedava yapıldı. Okullar devletin ve kilisenin hegemonyasından kurtarıldı.
Avrupa’nın ortasındaki bu işçi hükümeti, 28 Mayıs 1871’de Versailles orduları tarafından dağıtıldı Hem de kitapta da göreceksiniz ne dağıtma bildiğiniz katliam.
Yazar bir yap boz içinde hem dönemi anlatıyor hem de tüm kitap boyunca Lavalette isimli komüncüyü arıyor.
John Locke ” Hoşgörü üstüne bir mektup” ( 91 sayfa )
Toplumsal hoşgörü,devletin toplumdaki yeri, dini otorite ve hoşgörü… bundan yaklaşık 300 yıl önce yazılmış bir klasik eser.Okumanız tavsiyesiyle.
Günümüzde bile olmayan hoşgörüyü çok ciddi ve tehlikeli alanlarda incelemiş 17 yy da John Locke.
Din de zorlama yoktur,din ne devlet ne din adamı ne de toplum içinde zorlanamaz demiş … Siyasi otoriteye görev ve sorumluluklarını anlatmış
Kitaptan alıntılar,
– Devletin zorlayıcı araçları, inanç alanında hiçbir iş görmez.Dine baskı ve dinde baskı sökmez.O halde faydasız bir aracı, süremeyeceği bir toprağa sokmanın ne alemi var ?
– Fakat bazıları sorabilir ki , siyasi yönetim otoritesini kullanarak belli bir kişinin vicdanına gayrimeşru gelebilecek bir şey emrederse ne olur ? Cevap olarak diyebilirim ki, eğer hükümet iyi yönetilirse ve siyasi yönetimlerin kararları gerçekten kamu yararına yönelirse ,bu pek nadir gerçekleşir.Fakat böyle bir şey olduğu taktirde,o belli kişinin yasal olmadığını tahmin ettiği eylemden kaçınması gerekir diyorum.
– Hakikat,yasalarla öğrenilemez ve onun insanların zihinlerine girmesini sağlamak için herhangi bir güce de ihtiyacı yoktur.
Okumak sağlıklıdır…