Olmayı Dene!
İşte !!!
İçimden geçenlerde ses bulamayıp fısıltılardan yazıya dökülenler…
Yorgunum, sizin kadar…
Kızgınım dünya kadar….
Bazen son derece güçlüyüm ve bir an sonra bir o kadar güçsüz…
Yine de bilinmedik bir yerden gelen bir sevme hali bu… seni, beni, herkesi ve her şeyi… ve bu halde artık daha açık ve korkusuzca hissettiklerimi ve düşündüklerimi söyleme hali… kimine göre sert, kimine göre insafsızca… bence yine de samimi… çünkü, en azından ne olduğumu ve ne düşündüğümü sergilemeye cesaret edecek kadar ben olma hali…
Ben beni her zaman doğru bulmuyorum elbet, hatta çokça sorguluyor ve irdeliyorum… sonunda esnemeye gayret ediyorum, az da olsa, çok da olsa… içimdeki beni reddetmeden, özümle fısıldaşarak…
İşte helalleşme anı geliyor ve o içimi sıkan veya yoran şey bir anda toz pembe oluyor ; çünkü özgürleşebiliyorum…
Nasıl mi? Yarının bugünden ve dünden daha farklı yaşanacağını bildiğimden… her ne kadar kaset aynı kaset olsa da hissettirdikleri farklı tatta olduğundan…
Şimdinin taşıdığı nefese girebildiğimden… ve en önemlisi içsel olarak kendimi olduğum gibi kabul ederek ve affederek… kendimi beğenmeyi ve onaylamayı seçerek…
Yeterli olsam da olmasam da, onaylansam da onaylanmasam da, doğru olsam da olmasam da…
OLmayı deneyimlememe fırsat verilen her şey için sonsuz teşekkürler…
İlk yayın: http://blog.milliyet.com.tr/olmayi-dene-/Blog/?BlogNo=296807