Ölüm Anını Düşünmek!
Yaşamın ve Ölümün anlamını henüz kavrayamamış kişiler için kadim geleneklerde söylenir; Ölüm anınızı düşününüz…
Bu ayırda varabilmek için, bu sözü mümkün olduğunca gençken duymak ve anlamını düşünmek iyidir.
Bulmaksa… En iyisi elbette…
Belli bir yaşı geçtikten sonra, hele Alzheimer veya Demans tehlikesi de belirdiyse, az evvel ne düşündüğünüzü bile unutabilirsiniz.
Ölüm döşeğindeki bir ruhun, artık kendi ölüm anını düşünebilmesi olası değildir.
Bu bakımdan ruhunuz gençken yarın burada olmama ihtimali ile hareket etmek iyidir…
Çünkü programlar tutmayabiliyor….
Misal babaannem Tayyip’i hiç tanımadı…
Babamın Covid’den haberi olmadı…
Dolayısıyla, dünya işleri ile ilgili olaylarda atıp tutarken…
Belki bu yazıyı okuyanlardan bazılarımızın, yazar olarak ben de dahil, 14 Mayıs seçim sonuçlarını görememe ihtimalimizi,
Bayram için yaptığımız programın gerçekleşmeme olasılığını,
Bir sonraki seçim için nerede olacağımızın hesabını,
Gerçekleştirmeyi çok istediğimiz bir programda olamayabileceğimizi düşünerek…
insanlara üstten bakma, ahkam kesme, trip atma gibi “Ölüm anını düşünmeyi anlamış kişilere” yakışmayan davranışlardan uzak durmaktır, doğru olan…
Ha, durmuyorsan da…
Gömülür, unutulur gidersin bu dünyadan…
zincir, incir hikaye…
“Gibi” dizisinde Yılmaz’ın (Feyyaz Yiğit) dediği gibi, sadece s.k s.k işlerle uğraşmış bir adam olarak kalırsın o gereksiz anılarda…
Geride elle tutulur hiç bir şey bırakmadan…