Paskalya Bayramı
“Bu bayram, Hıristiyanlıkta İsa’nın dirilişini sembolize eder. Bu kutlamaya ilişkin İncil’de herhangi bir işaret yoktur. İncil, İsa’nın dirilişini yazar ama İncil’de ne Paskalya bayramı, ne de Elçilerin bu bayramı kutladığına ilişkin bir iz görülmez.
Peki, bu Hıristiyan bayramının kökeni nedir? Cevap çok basit; Bu kutlama kılık değiştirmiş bir Pagan uygulamasıdır ve değişik toplumların kutlamalarından da alıntı içermektedir. Aynen Noel gibi, Sevgililer Günü gibi Paskalya da pagan bayramı iken Hıristiyanlaştırılıp bu yeni dine mal edilmiştir.
Bu bayram Küçük Asya denilen (şimdiki Anadolu) topraklarında da Fenikeliler tarafından kutlanırdı. Fenikelilerin bereket tanrıçası Astarte’nin simgesi tavşan ve yumurtadır. Doğanın dirilişini simgeler. Abartılı cinsel organları ve yanında “Tavşan/Yumurta” betimlemesi bu gün bazı heykellerde görülebilmektedir. Yumurtalar “Yeni yaşamın ve bereketin simgesi” olarak karşımıza çıkıyor.
Bir başka yönüyle, “Kışın ölen doğanın bahar mevsiminde tekrar canlanması, çiçeklerin açılması, güneş ısısı ve tarlaların bereketi” kutlanıyordu. O zamanın şartları içinde yaşayan insanı düşünün, güneşin etkinliğinin artması ve canlanan doğa!..
Paskalya kelimesi muhtemelen İbranice, Pesah’dan gelmektedir. Pesah, Yahudilerin Hamursuz dediğimiz bayramıdır. Yani, Hamursuz Bayramı da Nevruz’dan sonraki ilk dolunay gününde başlıyor. İlk dolunayı takip eden ilk Pazar gününü ise Hıristiyanlar Paskalya olarak kutluyor.
Hıristiyanlık inancına göre, bir Yahudi olan Hz İsa, hayatının son senesinde Yahudiler’in Hamursuz Bayramı için Kudüs’e gitti. Kentte hamursuz bayramı için toplanan hacı kafilelerinden büyük alaka gördü. Ancak hem Yahudi liderler, hem de Roma valisi İsa’nın artan etkinliğinden rahatsızdı. Hıristiyan kaynaklarına göre 30 gümüş para karşılığında havari Yahuda İşkaryot Hz İsa’ya ihanet etti. Hz İsa’yı kalabalığın içinde öperek, onu arayan Roma askerlerine İsa’nın kim olduğunu ispiyonladı. Bu sebeple batı kültüründe ihanete, “Judas Kiss (Yahuda öpücüğü)” deniyor. (Leonardo da Vinci, ünlü “Last Supper” tablosunda, ihanet eden Yahuda’yı, elinde para kesesiyle çizdi)
İsa bu ihaneti ve başına gelecekleri bildiği için, Pesah gecesi, 12 Havarisini son yemeği için bir araya getirdi ve başına gelecekleri onlara haber verdi. Bu yemek Hıristiyan kaynaklarına “Last Supper (İsa’nın son yemeği)” olarak geçti.
Hıristiyan inancına göre o gece, bedenini sembolize eden bir dilim ekmek ve kanını sembolize eden bir bardak şarap sundu havarilerine. Bugün kiliselerde bu son yemeği anmak için, ekmek-şarap ayini devam ediyor. Türkçe “Kudas” diyoruz, Avrupalılar “Komünyon” diyor bu ritüele.
Hz. İsa’ya; Aramice ve İbranice’ de “Yeşua” deniyor. Latincede “İesus” olarak telaffuz edildi. İesus Latin dilinden Avrupa dillerine “Jesus” olarak geçti. Ancak, Roma ve İngilizce’nin bazı kaynaklarında “Joshua (Caşua)” şeklinde de kullanımı var.
Bir de çocukluğunun geçtiği köye atıfla “Jesus of Nazareth (Nazaretli İsa)” deniyor.. Celile’deki bu köyün Arapça adı Nasıra’dır ve bu sebeple bizim kaynaklarda Hz İsa için “Nasıralı İsa” tabiri de sıklıkla kullanılır.
Türkçede vaktiyle bu dine “İsevilik” ya da “Nasranilik” denmesi daha yaygın olsa da günümüzde artık çoğunlukla Yunanca “Khristo’nun yolundan giden” anlamındaki Khristianos’tan aldığımız şekilde “Hıristiyanlık” diyoruz.
Bunun da temeli Tevrat’ın M.Ö. 1’nci yüzyılda, yani İsa’dan çok önce Yunancaya çevrildiğinde, Mesih’in karşılığı olarak “Khristo” kelimesi kullanılmış olmasıdır. Çünkü, Tevrat’ta Yahudilerin kurtarıcı olarak beklenen Mesih’ten söz edilir, İşte, Hıristiyanlar da sözü geçen Mesih’in Hz. İsa olduğuna inandıkları için Jesus Christ (İsa Mesih) derler İsa’ya.
Mesih sözcüğünün lügat anlamı “Kutsal yağ ile meshedilmiş=ovulmuş” demektir. Bugün makinelerde kullandığımız gres yağın adını aldığımız “Grease” kelimesi de aynı kökten geliyor. Bu tür sıvanır cilt besleyiciler için kullandığımız “Krem” kelimesi de…
İsa 30 yaşına kadar marangozluk yapar. Kaynaklarda çocukluk ve delikanlılık dönemine ilişkin bilgiler çok sınırlı. 30 yaşlarında “Yahya Peygamber” ile buluşur.
Müslümanlık inancına göre, Hz. Yahya Hz Musa’nın şeriatını devam ettiren son peygamberdir ve gerek İncil’de, gerek Kur’an’da Hz. Zekeriya’nın oğlu olduğu yazılıdır.. Gerek Hz. Zekeriya ve gerekse oğlu Hz. Yahya da kendi kavmi İsrailoğulları tarafından öldürülürler.
Hıristiyan kaynaklarına göre öykü şöyle;
“John The Baptist (Vaftizci Yahya)” Şeria Nehri kıyılarında verdiği vaazlarda; “İsrailoğullarının beklediği kurtarıcının “Mesih’in” gelmesinin yakın olduğunu anlatır ve İsrailoğullarından tövbe edip Mesih’in gelişini bekleyenleri Şeria nehrinin sularıyla vaftiz ederek, bu kişilerin ruhlarını temizlemelerini” sağlarmış.
Bu nedenle Hıristiyan kültüründe “Yahudi Hz. Yahya “Vaftizci Yahya” olarak anılıyor. Nehirde vaftiz adetini, Baptist (vaftiz) mezhebi bugün de sürdürüyor. Hıristiyanlar İsa’nın müjdecisi olması hasebiyle Vaftizci Yahya’ya büyük saygı gösterilir.
“Yahya”, bugün bile Hıristiyan dünyasındaki en popüler erkek ismidir. Yeryüzünde tanıştığınız birçok erkek onun adını taşır. İngilizler de John, Lehlerde ya da Flemenkçe Jan, Almanlar da Hans, Fransızlar da Jean, İtalyanlar da Gianni, İspanyollar da Juan, Finliler de Johannes ya da Joni, Slav dillerinde İvan, Jan ya Daİvo, İrlanda ve Kelt dillerinde Sean ya da Shawn, Portekizce João, Yunanca Yannis hep Yahya isminin karşılıklarıdır.
Paskalya’dan önceki Cuma günü ise Hıristiyanlarca Hz İsa’nın çarmıha gerildiği gün olarak kabul edilir ve “Good Friday (Tanrının Cuması)” diye adlandırıyorlar. Dilbilimciler daha sonra bu deyimin önce “Godes Friday“ şekline ve sonradan bunun “Goodbye” a dönüştüğünü belirtiyorlar.
Kutsal Cuma’da Hıristiyanlar, kırmızı et yememe, eğlenmeme, alkol almama orucu tutuyor. Bunun yerine yaygın şekilde balık yeniyor. Filipinler ve bazı Güney Amerika ülkelerinde Hz İsa’nın acılarına ortak olma düşüncesiyle kendi bedenlerine eziyet ettikleri kanlı ayinler yapılıyor.
Yas Cumartesi gece yarısına kadar devam ediyor. Gece yarısı kiliselere doluşan Hıristiyanlar tam saat 12’de mumlarını yakarak yeniden dirilişi kutluyor. Pazar günü öğle saatlerinde kurulan aile sofralarına ise Cuma gününün aksine şenlik ve eğlence hakim oluyor.
Paskalya günü evlerde özel paskalya çöreği yapılır, boyalı paskalya yumurtası haşlanır mumlar yakılır ve dualar okunur. Saç örgüsü biçiminde yapılan paskalya çöreği Hıristiyanlar için Hz. İsa’nın bedenini ve tabiatın bereketini temsil eder.. Yumurta ise eliptik şekliyle dünyayı ve yeni bir hayatın ortaya çıkışını sembolize eder.
Eski Cermen inançlarına göre yumurta hayat kaynağının sembolü idi ve yaşam dileği olarak pembe, mavi gibi canlı renklere boyanarak birbirlerine hediye ederlerdi.Hıristiyanlıkta bu uygulama dinsel nedenlere bağlanarak devam etti.
Ayrıca Hıristiyan inancına göre yumurta ve tavşan doğurganlığı anlatır. Yumurtanın dış kabuğu gökyüzünü zarı havayı, akı denizleri, sarısı ise yeryüzünü temsil eder.
Hıristiyan felsefesine göre Hz. İsa çarmıha gerildiğinde yaralarından akan kan damla, damla yere düşerken paskalya yumurtaları oluşmuş. Yanında duran annesi Hz. Meryem ağladığından gözyaşları da bu kırmızı yumurtaya damlayarak ince desenler meydana gelmiş. Hz. Meryem bu yumurtaları da daha sonra rastladığı çocuklara vererek barış içinde bir yaşam sürmelerini öğütlemiş..Zira Hz. İsa tüm insanlar için acı çekmiş ve kan akıtmıştır. Diğer yumurtalarda dünyanın her yerine dağılır.
Hıristiyanlar bu ananeye uyarak paskalya zamanı yumurtaları süsleyerek sevgi ve barış simgesi olarak birbirlerine verirler…Yumurta süsleme sanatı kutsal ve törensel bir görevdir. Bu törensel dualarla yumurtanın verilmesi halinin, verilen kişiye mutluluk, neşe ve şans getireceğine, onu kötülüklerden koruyacağına inanılır.
Yumurtaların tokuşturulması ise Hz. İsa’nın yeniden dirilişini simgeler. Yumurtanın kabuğu kırıldığında yeni bir hayat ortaya çıkar. Böylelikle Hz. İsa’nın mezarının kırılıp yeniden dirilişi sembolize edilir.