Sarıkamış faciası ve Devrim Şehidi Kubilay
Aralık Ayının 22 si ve 23 ü, iki büyük yaşanmış olayı hatırlatacağım ve anacağım!
• Sarıkamış’ta soğuğun yok ettiği bir orduyu!
• Devrim Şehidi Kubilay’ı!
Sarıkamış faciası:
1914 yılının 22 si, Aralık Ayı!
“Sarıkamış faciası bize hayal ile gerçeği, ya da yönetilebilen risk ile yönetilemeyen risk kavramlarının ne anlama geldiğini gösteren en iyi örnektir.”
Yine, rahmetli Fevzi Çakmak aynı savaşla ilgili olarak eserinin 100. sayfasında;
“Sarıkamış’ta iki genç komutan, ordunun ortalama kabiliyetini değerlendiremediler. Herkesi kendileri gibi görerek, kuvvetleri zamanından önce harcadılar ve bizi yenilgiye sevk ettiler” der.
Bu harekatı engellemeye çalışan bir ordu komutanı vardır, sözünün dinlenmemesi üzerine ordu kumandanlığından istifa eden, istifasının kabul edilmesiyle de Harbiye Nazırı’na “Beni bu vebalden kurtardın, bunun için sana minnettarım” diyebilen bir komutan.
Kısaca: “Allah-U-Ekper dağları, 37 bin şehit verilerek aşıldı ve Sarıkamış kuşatıldı. “ Sarıkamış kuşatma harekatı” aşırı soğuk ve açlık yüzünden, hedef ele geçirilemeden, 5 Ocak 1915’de sona erdi. Osmanlı Ordusu bu dağlarda, 60 bini donma sonucu tam 78 bin şehit verdi.”
Şehitlerimizi üzüntüyle, minnetle anıyorum. Mekanları Cennettir.
KUBİLAY OLAYI:
23 Aralık 1930!
Adı; Mustafa Fehmi Kubilay. Baba adı Hüseyin, ana adı Zeynep. Giritli bir ailenin çocuğu, 1906 doğumlu. Kubilay bir öğretmen, Cumhuriyet öğretmeni. 1930 yılında İzmir’in Menemen İlçesi’nde askerlik görevini yapıyor. O sırada 24 yaşında.
Bu genç insan, Menemen’de 23 Aralık 1930’da şeriat isteyenler tarafından öldürüldü. Genç Cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica olayı, “Menemen Olayı – Kubilay Olayı” olarak tarihe geçti.
Menemen olayının izleri toplumsal bellekten hiç silinmedi. Kubilay “Devrim Şehidi” olarak simgeleşti.
Olayın elebaşısı “Mehdi” olduğunu iddia eden Giritli Mehmet (Derviş Mehmet) adında, Nakşibendi tarikatına bağlı biriydi.
7 Aralık’ta 6 müridiyle (Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet Emin, Nalıncı Hasan, Küçük Hasan) Manisa’dan yola çıkan Derviş Mehmet, 23 Aralık sabahı, gün doğarken Menemen’e girdi. Belediye Meydanında çevresine topladığı yaklaşık yüz kişiyle zikrederek şeriat ilan etmeye kalkıştı. Meydandaki kalabalığın bir bölümü çağrısına uymuş, bir bölümü ise seyirci kalmayı yeğlemişti.
Silahlı olan asiler, bir müfrezenin başında olaya müdahale eden yedek subay Asteğmen Kubilay’ı, hemen ardından da Hasan ve Şevki adındaki iki mahalle bekçisini öldürdüler.
Olay, arkadan yetişen askeri birlikler tarafından şiddetle bastırıldı. Bu arada Derviş Mehmet de vuruldu. Kaçanlar yakalandı, ilişkisi olanlar hakkında hemen kovuşturma başlatıldı.
7 Ocak 1931’de Çankaya’da, Mustafa Kemal Paşa başkanlığında, Başbakan İsmet Paşa, Meclis Başkanı Kazım Paşa (Özalp), Sıkıyönetim Komutanı Fahrettin Paşa (Altay), İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ve Milli Savunma Bakanı Zekai Bey’in (Apaydın) katıldıkları bir toplantı yapıldı ve Menemen Olayı bütün yönleriyle ele alındı. Olayın gerici nitelikte, düzenli ve siyasi olduğu görüşüne varıldı.
Sıkıyönetim mahkemesi, 105 sanığı 15 Ocak 1931’de yargılamaya başladı. Duruşmalar, 25 Ocak’ta sona erdi ve 105 sanıktan 37’si için ölüm cezası verildi. 6’sının ölüm cezası yaş haddi nedeniyle 24 yıl “İdama bedel hapis cezasına” çevrildi. Diğer sanıklardan 20’sine bir yıl, 14’üne üç yıl, 6’sına 15 yıl, birine 12,5 yıl hapis cezası verildi, 27 sanık beraat etti.
Karar, 31 Ocak 1931’de TBMM’ye sunuldu. Aynı gün Adalet Komisyonu’nda görüşüldü. Komisyon, 31 ölüm cezasından 28’ini onayladı. 2 kişinin ölüm cezasını 2 yıl hapis cezasına çevirdi. Bir kişinin cezası da, ölmesi nedeniyle kalktı.
TBMM Genel Kurulu, 2 Şubat 1931’de cezaları onayladı. Ölüm cezaları 3 Şubat 1931’de yerine getirildi.
Sıkıyönetim, 28 Şubat 1931’de Manisa ve Balıkesir’den, 8 Mart 1931’de de Menemen’den kaldırıldı.
Mekanın Cennet olsun KUBİLAY!