Son Nefes
Tırtıl olarak başladığı hayatında hep sürünerek yaşadı. Hızın ne olduğunu tam bilemiyordu belki ama uçarak gelen birileri, arkadaşlarını, kardeşlerini alıp gitmişlerdi. Sonunda, içgüdülerinin kılavuzluğunda, saatler ve hatta günler süren uzun ve çok yorucu uğraşı sonunda kozasını ördü. Hayata veda ettiğini, son nefesini verdiğini sanıyordu belki.
Uyudu. Son uykusu olup olmadığını bilmiyordu. Hatta belki uyanmanın bile ne demek olduğunun farkında değildi. Uykusu günler sürdü.
Uyandı. İçinde neredeyse patlayan bir enerji vardı. Artık bu kapalı, daracık yerde duramazdı. Dışarıdan ışık sızıyordu ve o ışığa ulaşması gerektiğini hissediyordu. Bin bir zahmetle ördüğü kozasından, bu kez yine bin bir zahmetle çıkmaya çalıştı. Kozayı örerkenki bedene sahip olmadığını anlamıştı. Başkalaşmış mıydı, yoksa bambaşka bir canlı olarak mı hayata gelmişti, bilmiyordu. Tek bildiği, bir an önce o kapalı, daracık, vücuduna sıkıntı veren kefenden çıkmalıydı. Kefenini yırttı ve çıktı.
Kanatları vardı. Önce tedirgince izledi kanatlarını biraz. Rengârenkti her yeri. Yem olma korkusuyla, zorunlu hantallık ve yavaşlıkla, sürünmekle geçen ömrünün ardından kanatlı olmak, tarif edilebilir gelmiyordu ona. Tarif etmeye de uğraşmadı zaten. Bunun tadını çıkartmak için ne kadar zamanı olduğunu bilmiyordu, boşuna tarifle, anlamla uğraşmaya değmezdi. Kanatları vardı işte, gerisi laftı! Acaba yapabilir miydi? O güne kadar hep sürünmüştü. Uçabilir miydi?
Küçücük bir tereddüt anından sonra çırptı kanatlarını ve başladı uçmaya. Sevinç içinde uçuyordu. Yaprakların, dalların, çiçeklerin arasından, kendi yarattığı rüzgârın tatlı ılıklığını hissederek uçuyordu. Çevrede, pek çok benzeri vardı. Kimi renkli, kimi beyaz… Hepsi neşe içindeydi. Belli ki herkes yeniydi bu camiada. Ama nasıl bir sevinç, nasıl bir coşku, anlatılamazdı keyifleri. Uçtu, uçtu, uçtu…
Yaşadığı sevinci, başka hiçbir canlı, hiçbir ömürde yaşamamıştı. Son nefesi, kanatlarının yarattığı rüzgâra karıştığında, ne ömrünün kısalığı, ne önceki sürünmüşlükleri vardı kafasında. Kelebek, sadece mutluydu.