Takıma Kadınları Alıyor musunuz?
Birleşmiş Milletler çalışanları, New York Genel Merkezi bahçesinde öğle arasında futbol oynuyorlar. Geçen yıl IMPACT2030 Zirvesi için BM’e gittiğimde, dikkatimi çekmişti. Konumuz küresel hedeflerdi… 2030 yılına kadar, şimdi harekete geçersek dünyanın en büyük sorunlarının üstesinden gelebilmemiz için belirlenen bu hedeflerin beşincisi de toplumsal cinsiyet eşitliği. Futbol oynayanlar arasında kadınları da görünce anladım ki; sözde kalmıyor, özde de destekliyorlar cinsiyet eşitliğini.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaşıyor. Kadınlara methiyeler duyacağız, kırmızı karanfiller dağıtılacak, erkekler de duyarlılık gösterecek… Gönül ister ki, bu ilgi bir güne sıkıştırılmasın, tüm yıla yayılsın. Ayrıca sadece sözde kalmasın, hayata da geçsin.
Beyler, diyelim ki bir futbol takımı kuruyorsunuz. Kadınları takımınıza alır mısınız? Kadın işi – erkek işi diye ayırt etmeden, ”eşitlik de neymiş, fıtrata aykırı” diyenlere kulak asmadan. ”Kadınlar futbol oynayamaz ki, göz göre göre kaybetmeyelim şimdi maçı” demeden. Alır mısınız takımınıza?
Bu soruyu iş dünyasına adapte edersek:
– Şirketinizde üst yönetimde, Yönetim Kurulu’nda, karar mercilerinde kaç kadın var?
– Eşit işlerde, kadınlar ve erkekler eşit maaş alıyorlar mı?
– İşe alımlarda ve terfilerde, kadınlara eşit hak ve fırsatları sunuyor musunuz?
– Toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik şirket politikası ve prosedürlerinizi hazırladınız mı?
– Tüm iletişiminizde; reklamlarınızda, işe alım görüşmelerinizde, şirket içi iletişimde cinsiyet eşitliğini gözetiyor musunuz? Sizde iş adamları çalışıyor, bilim adamlarından danışmanlık alınıyor, toplantılar uzadıkça kadınlar hamamına mı dönüyor?
– Kurum kültürünüz çeşitlilik ve kapsayıcılığı içselleştirdi mi? Çalışanların farkında dahi olmadıkları önyargı ve kalıplarla ilgili eğitimleriniz, kültürel dönüşüm programlarınız var mı?
Bu soruları sayfalarca uzatabilirim. Bu soruları cevaplayabilmek, ”kadınlar çok önemlidir, değerlidir, çiçektir” demekten daha zor. Ancak eşitliği, kadınlarla ilgili söylenen güzel sözler değil; eşit hak ve fırsatların cinsiyet gözetilmeden sunulması gösteriyor. İnsan olmanın temeli kimseyi geride bırakmayaya, kimseden saygısını esirgememeye dayanıyor. Bazen her şey basit bir soruyu cevaplamakla, cevabını sorgulamakla başlayabiliyor:
Takıma kadınları alıyor musunuz?