Tarih…
Yeni işim nedeniyle bir süredir ziyaretler yaptığım İstanbul’da bazı görüşmelerim İstiklal caddesi ve yakın çevresinde oldu. İnanılmaz apartmanların önünden geçtim, 100-150 yıllık pasajların içinde ofisleri ziyaret ettim.
Acaba mimaride estetiği teknoloji ile yok mu ediyoruz diye düşündüm. Ya da son dönem yapıları daha da estetik ama ben galiba eski yapıları daha çok seviyorum bilemedim.
Kimler yapmış , kaç kişinin kim bilir ne anıları var bu binalarda. Kaç kuşak sonra bu anıların üzerini kapayacağız unutacağız acaba?
Girdiğim pasajlarda kimler ne iş yapmış, kimler neler yazmış?
Kimler Lebon pastanesinde kahvesini yudumlamış, şiirler okumuş yazmış.
Kimler o apartmanlarda yaşamını sürdürmüş, sürdürmeye çalışmış. Hangi ünlüler, hangi yazarlar.
Aslında ülkemizin her yerinde bu ve buna benzer yapılar ve yaşamlar var.
Ziyaretleri yapacağım yerleri ararken düşündüm anılarımızı yaşatmazsak biz büyük bir makinenin parçası oluruz. Sadece çalışan, bozulunca kenara atılan ruhsuz bir parça.
Bir sonraki ziyaret planımda o pasajların, binaların bulabildiğim kadarıyla tarihlerini okuyarak bakacağım. Daha doğrusu gittiğim her yerde bunu yapacağım.