Tatsızız!
Tatsızız…
Hem etrafımızdakiler lezzetsiz, hem de biz de en tatlı halimizde değiliz.
Beş duyunun beşi de “beş benzemez” durumda, hiç biri tek başına zaten keyiflendirmiyor, ama kombinasyonları bile cazip değil.
Abartıyoruz, yine de yetemiyoruz kendi kendimize.
Hem nefesimiz dar, hem yerimiz, hem yenimiz dar, bir türlü eski oyunları oynayamıyoruz.
Uykular kesintili ve uzun, derin, bol rüyalı, ama dinlendirmiyor.
Spor bedeni daha çok yoruyor, ve eskisi kadar mutlu etmiyor.
Başta F(friends) vitamini, hiç bir vitamin yaralarımıza merhem olmuyor.
En önemlisi, ayak ve bacak sorunları.
Minik ya da büyük kazalar, kramp ve tutulmalar, kısa ya da uzun süren acı ya da ağrılar.
Koşuyorsanız yürümeye, yürüyorsanız yavaşlamaya, yavaş yürüyorsanız duraklamaya neden olan beden stopları.
Canımız gelen kavşağı istemiyor.
Yürüme zorlukları başta olmak üzere, yaşananların tek sebebi bu.
Ekim ortasında başlayıp, Kasım ortasına dek sürecek bir dönemde, hayatlarımıza yeni yönler seçeceğiz.
Ve kavşakta, dümdüz devam edebilme seçeneği yok, hangi yol ve yönü seçersek seçelim, şimdiki yol ve yönde olmayacağız.
Bu sadece bireysel düzeyde de olmayacak, orta vadede, aile, gruplar, toplum, hatta dünya bile değişecek.
Ama şu anda canımızı sıkan, bireysel değişim ve dönüşümdeki belirsizlik.
Belirsizlik en can sıkıcı şeydir, hele hele, seçeneklerin hiç biri çok cazip değilse, daha da sıkıcıdır.
Ben hep neşenin rehberliğini öneriyorum, ama bu kez neşe de hiç ipucu vermiyor.
Ama yaklaşmamak için direndiğimiz, yavaşladığımız o kavşakta, muhakkak neşenin sesini yeniden duyacağız.
O zaman yine neşeyi dinleyelim, ve mutsuzluklardan korunmak için saklanmayalım, mutluluk ihtimallerini ıskalamayalım.
Unutmayalım ki, sürekli neşe ve mutluluk yok.
Amaç sürekli nötr halde kalmak da değil.
Ama en dip noktamızı nötr hale çıkarıp, nötr ve tam pozitif arasında dalgalanmak mümkün.
“Sular durulmaz dalgalanmadan” derler ya, durgun geçen bu günler, yeni ve daha büyük dalgalar için.
Daha duru olmak için, daha büyük dalgalı, daha büyük denizlere yol alacağız.
Emin olun can sıkıntımız tamamen geçecek, çünkü sıkılmaya pek vaktimiz olmayacak.
Elle gelen düğün bayram, tadını çıkaralım…