Uyanış
13. Yüzyıl!.. Yunus’un da yaşadığı yüzyıl!..
Derler ki; “Bu Türkmen uşağını daha önce okusaydım, ciltler dolusu Mesneviyi yazmazdım” demiş Mevlana!.. Yunus’un;
“Ete kemiğe büründün,
Yunus diye göründün.”
Deyişini okuyunca,!..
Ne demek bu? Bu, “Ben de Allah görünüyor” demek değil mi?
Bunları ben söylesem bazı insanlar beni tefe koyup çalarlardı!.. Belki de kazana koyup pişirirlerdi!..
Bir Ortaçağı gözünüzün önüne getirin!.. Akıl hapiste!.. Din amaç, insan araç!.. Bin yıl süreyle, skolastik düşünürler “Kutsal kitaplarında yazılı masalları ve mucizeleri anlatan” cümleleri konuşuyor ve tartışıyorlar!.. Ve sonunu hep ”Kendi inançları doğrudur” a bağlıyorlar!..” (Üzülerek bugün de böyle)
İşte, bu baskı altında bile bazı insanlar “İnsanı kurtarmak ve yüceltmek için” eskilerin “Tasavvuf”, Avrupalının “Ezoterik öğreti” ve felsefenin “TEK’lik” dediği görüşe sarılıyorlar!..
Bir yandan Cismani Otorite ve diğer yandan Ruhani Otorite dini kullanarak silindir gibi eziyor bireyi!!! Korku!!! Sevgisizlik!!! Acımasızlık!!! Hadi gel;
• “İnsan Tanrı’nın tecellisidir” diyelim.
• “Bireye bakınca Allah görünüyor. Gel de bireyi sevme” diyelim.
Tanrı olunca birey, korkunun yerini SEVGİ, katılığın yerini HOŞGÖRÜ alır mı? Bir ümit!..
Güzel İnsanlar, Mevlana’nın öldüğü günü, doğum günü olarak kutlayanlar;
Mevlana’yı anlamak için savunduğu “TEKLİK=BİRLİK=TASAVVUF” dediğimiz felsefeyi iyi kavramanız gerekir!..
Bu felsefede “Allah’ın kulu insan”, “Kulluktan çıkıp, Allah’ın görüntüsü” olmaktadır!
Bu, birey için “Özgürlük” ve “Bağımsızlık” demektir!. Buna; “Uyanış” da diyebilirsin!.. Düşünmeye başlamakta!.. O tarih için, bu bir devrimdir!..
Bu Tek Varlık anlayışı ile Tasavvuf düşünürleri, “İnsan Allah’ın görüntüsüdür” demekle, insanı yüceltmekte ve kutsal kılmakta olup, böylece de “Sevgiyi, kardeşliği, birbirlerine iyi davranmayı” insan hayatına egemen kılmak istemişlerdir.