Vedalaşırken…
Uçaksın misal…
Öyle düşün.
0-10 yaş arasında anan, baban ve ilk öğretmenin yetiştiriyor ya seni.
İşte orası, motorlarının çalıştırıldığı yer. Hazırlandığın…
Sonra taxi yapıp pist başına gittiğin bölüm lise son diyelim…
Hani yolda, daha sonra başına gelecekleri aşağı yukarı aydığın ama çok müdahil olamadığın…
Yüksek okul ya da üniversite…
Pist başında gaz verdiğin yer…
Koştururken, belli bir noktayı geçtiğinde, altındaki makinanın artık duramayacağını anladığın v1 noktası… (Vi-van)
Yaşam pistinde kafayı kaldırıp dönüşünün olmadığını anladığın, teker kestiğinde tamamen kendi başına olduğunu farkettiğin an…
Yüksel…
Yüksel!
En güvenli noktaya.
Bir problem olursa yeterli yükseklikteyim diyebileceğin yere…
Havadasın artık.
Yalnızsın…
Bundan sonra yapacağın şey;
Ya bu uçağı içinden geçmekte olduğun türbülanslara rağmen içindekilerle birlikte güvenle yere indirmek…
Ya da sorumluluğu çevre şartlarına yüklemek.
Ne kadar yumuşak kalktığından çok, ne kadar güvenli ve emniyetle indiğin önemli oluyor çünkü, birlikte uçtukların için…
İndiğinde, körüğe yanaşıp seninle birlikte uçanlarla ayrılırken, tüm uçuşun maksimum emniyet ve dikkatle yapıldığını hissettirebildiysen…
Senden mutlusu olmaz,
Onlarla vedalaşırken…