Yalnızlık
Şimdi, tam şu anda, şu saniyede yeryüzünde kaç kişi yapayalnız. Yalnızlığın upuzun kolları kimlerin boynuna dolanmıştır. Hep yalnız kalanlar, kalabalıkların içindeki yalnızlar, yalnızlığa alışkın olanlar, yalnızlığın çaresiz neferleri.
Ete kemiğe bürünse yalnızlık. Capcanlı karışsa insanların arasına. Çekici bir erkek olarak mesela. Her yerde dikkatleri üzerinde toplayan bir adam. Yakışıklı, konuşması akıcı, tavırları nazik, herkesin hayranlığını kolaylıkla kazanabilen bir adam. Ancak gözlerine kalbiyle bakan biri anlayabilir onun sırrını. Sadece bir yalnız tanır başka bir yalnızı.
Bu yakışıklı adam en çok geceleri sever. Aysız geceleri. Yıldızların olmadığı bir gökyüzünü sever. Umutsuzca parlayan ay’ı görünce, kendi hali gelir aklına da ondan. Ay’ın kimsesizliği ona kendini hatırlatır da ondan. Yıldızlar ona kederini anlatır da ondan. Bu sebepledir, yıldızsız, aysız gecelere düşkünlüğü.
Sokaklarda dolaşır. Pencerelerden sızan ışıklara bakarken, o evlerde neler olup bittiğini merak eder. Sıradan bir hayatın içinde olmak, normal insanlar gibi yaşamak ister. Gülmek, ağlamak, kavga etmek, acı çekmek ister. Ama bilir bunun hiç bir zaman gerçekleşemeyeceğini.
Yalnızlık onun adı. Sevilmeyen. İstenmeyen. İnsanların kaçtığı. Hiç düşünmezler ki, yalnızlık da çok yalnız. İnilip çıkılmayan bir merdiven kadar ıssız. Günışığını kucaklayamayan bir oda misali kırgın. Telleri kopmuş bir kanun gibi mahsun. Dünyanın en son gününe kadar da hep öyle kalacak. Bir ümit dahi besleyemeyecek kalbinde. Düşlere sahip olamayacak.Yas tutamayacak kırık dökük hayallerinin ardından. Aşkı bilemeyecek. Ayrılığı tadamayacak.
Yalnızlık yapayalnız. Düşsüz, aşksız, göz yaşları olmayan bir adam. Hiç üzülmeyen, hiç sevmeyen bir adam. Kim anlar onu. Kim bilir. Kim tanır. Kim sever. Yalnızlık en çok yalnız yollarda yürümekten hoşlanır. O yalnız yollarda kuş cıvıltılarını bir tek o duyar da ondan. O yalnız yollarda rüzgarın şarkısını bir tek o dinler de ondan.
Aysız yıldızsız gecelerde, bomboş sokaklarda bekler. Neyi, kimi, neden beklediğini umursamaz. Ama bekler. Örselenmiş ruhlar en çok geceleri düşer yollara da ondan. Yaralılar en çok boş sokakları seçer de ondan. Bekler yalnızlık. Beklemeyi sever yalnızlık. Beklemeyi bilir.
Yakışıklı, çekici bir adam. Gözleri buz mavisi. Kıvrımlı kirpiklerin altındaki o maviliğe kalbiyle bakan biri anlar ancak onu. Çıkmayan sesini duyar. Akmayan gözyaşlarını siler. Hiç sevmemiş kalbini alır avuçlarının arasına. Yalnızlığını ısıtır.