Yaşamın Zor Sınavı
Sınavların en zorlusu, insanın kendisine yetip yetmediği sınavlarından geçmek olmalı…
Kimsenin arayıp sormadığı bir hastane yatağında, kendine yetip yetmemek gibi…
Bir dağ tepesinde, kıyıya çekilmiş bozuk bir arabada, kendine yetip yetmemek gibi…
Ne kapı zilinin, ne de telefonun hiç çalmayacağını bile bile, masaları, halısı, kırık dökük kanepeleri, düzeltilmemiş yatağı, tavandaki lambalarıyla, ıssız bir evde kendine yetip yetmemek gibi.
–
İçine kapatıldığın ve ne zaman çıkacağını bilmediğin, pencerelerinden uzak bir denizin göründüğü bir odada, beş aşağı, beş yukarı dolaşırken, kendine yetip yetmemek gibi…
Bilmediğin bir trenle bilmediğin bir yere giderken, tanımadığın yolcular arasında, sigaranın dumanını seyrede seyrede kendine yetip yetmemek gibi…
Perdelerin hafif hafif aydınlandığı, çok erken saatlerin kirli alacakaranlığındaki kimsesiz uykusuzluklarda, kendine yetip yetmemek gibi…
–
Dünyada henüz hiçbir canlının kıpırdamadığı dönemlerin yalnızlığı, sadece kutuplarda yolunu şaşırmış gezginler mi yaşamıştır?
Diş fırçasından ve oda terliklerinden başka gününü ve gecesini paylaşacak kimsesi olmayanlar da, canlısı doğmamış bir dünyada, boş kar steplerindeki kaybolmuşluğu yaşarlar.
–
Herkesin kendince az çok bildiği ve önüne bir perde çekerek, kimseye fazla sözünü etmediği ortak bir çaresizliktir bu.
Ve her kişi, kendine yetip yetmediğinin sonu gelmez sınavını, tek başına verir o kuytuda…
–
Elbette ekmek insanlığın en büyük sorunudur.
Ama yalnızlık ve kimsesizlik de daha küçük bir sorun değildir.
Üstelik birinciye çare bulunsa dahi, ikinciye ne kadar çare bulunabileceği çok kuşkuludur.
–
Ekmek somut bir ölçü olmadığı için, politikanın kepçesine kolay gelebiliyor.
Herkesin bir ölçüde ortak paylaştığı, önüne perde çekilmiş görünmez yalnızlıklara bir gıdımlık tutamak olmak ise…
Bunun ne menem, bitmez tükenmez bir sınav olduğunu, birçok insandan daha iyi anlamış olan sanatçılara kalıyor.
–
Kendi kendine yetip yetmemek sorunu, politikanın uzanamayacağı bir yerdedir…
En cümbüşlü görüntülerden sonra, evlerine tek başlarına dönenleri bekleyip durur orada…
–
Kimseye anlatılmaz, kimseye söylenilmez.
Herkes yalnız başına verir yaşamın bu zor sınavını.
–
Bu sınavın zorluğunu insanlar bildiği için bütün bu evlilikler…
Bu sınavın zorluğunu insanlar bildiği için kimsenin yalnız bırakamayacağı bir gücün sahibi olma isteği…
Bunun için o şöhret arantıları…
–
Ama ne yapılırsa yapılsın…
Yaşamın bir noktasında, erken ya da geç, insanlar bu sınavı muhakkak verir.
Bu sınavdan geçip geçmediğini de yalnızca kendisi bilir.
İlk Yayın: http://www.milliyet.com.tr/yasamin-zor-sinavi/gundem/ydetay/1966052/default.htm