Yengeç Zihniyeti
İnsan toplumunda bir analog olarak var olan “Yengeç zihniyeti” / “Crab mentality” ya da “Yengeç sepeti sendromu” / “Crabs in a bucket” olarak da anılan düşünce biçimi… Birinin içinden kaçmaya çalıştığı bir yengeçler kabına atıfta bulunan bu durum gerçek bir fenomendir. İnsanların diğerlerinin kendini geliştirmelerine verdiği tepki için de bir metafordur. Bireysel olarak, içine konulduğu sepet/ kovadan kolayca kurtulabilecekleri halde bunun yerine çıkmak isteyen yengeçlerin diğer yengeçler tarafından aşağıya çekilmeleri ve böylece sepetten hiçbir yengecin çıkamaması şeklindeki kısır döngü.
Öyle ki bu sepetin üzerine kapak koymaya bile gerek yok…
Birinin daha iyi ve daha başarılı ya da farklı olması
diğerleri tarafından cezalandırılır.
Bencil ve daraltılmış düşünceye sahip
daha az başarılı bireyler,
bilinçli olarak
yukarı doğru olanları aşağı çekmeye çalışırlar.
Panik’teki insanlar,
bu durumdan kurtulmak, öncelikle kendilerini kurtarmak isterler ,
bunu başaramadıklarında da
başarma girişimi olanları engellerler.
Bu zihniyet, muhtemelen etrafımızdaki her şeyi,
özellikle de bizi rehin tutan sosyal kurumlarda
görebileceğimiz gibi,
hemen hemen herkesin yaşamı ile de ilgilidir,
iş etkileşimlerimizde ve sosyal çatışmalarımızda ,
sadece karakterler ve hikayenin detayları farklıdır.
Her zaman rutinden kaçmayı öğrenen birini
aşağı çekmeye çalışırlar.
Hepimizin hayatında yengeçler var.
Filipinliler arasında popüler olan bu deyim
ilk olarak yazar Ninotchka Rosca tarafından
bir kovadaki yengeçlere atıfta bulunmaktaydı.
Kovadan çıkmaya kararlı olanlarımız için
böyle bir grubun her zaman var olduğunu düşünüyorum
Toplumun ilerlememesinin
başlıca nedenlerinden biri olan bu durum ,
birliği, alçak gönüllülüğü ve sorumluluğu teşvik etmez.
Kişisel ve toplumsal olarak
kurtulmamız gerektiğine inanıyorum
Bu yazı da yargısal olmak değil
toplumsal yönüne işaret etme amaçlıdır.
Bir daha ki sefere kendimizi
başkalarının hayatına dair
negatif düşünce spiralinde yakalarsak,
bu yazıyı hatırlayalım.