Zerre
Döndü… Kepçesini tekrar daldırdı… Kocaman bir havuzdan ala ala bir tek zerre aldı. “O”na “ol”acakları üfledi… Bilincini kapattı… Sonra “ol” dedi… “Ol”du…
Döndü… Kepçesini bir kez daha daldırdı… Biraz bekledi ve havuzdan bir zerre daha aldı… “O”na “ol”acakları üfledi… Bilincini kapatıp “Ol” dedi ve “ol”du…
Döndü… “Gel” dedi… Geldi… Kepçenin içindeki zerreye üflediği nefesi içine çekti. Bilincini açtı ve havuza bıraktı… Bırakmadan “ol”acakları, “ol”asılar ile karşılaştırdı…
Döndü… “Kepçesini daldırdı… Havuzdan bir zerre daha aldı… “O”na “ol”acakları üfledi… Bilincini kapattı… “Ol” dedi ve “ol”du…
…
Gözünü ne zaman açtığını hatırlamıyordu… Uyuyor muydu yoksa rüya mı görüyordu; bilmiyordu… Büyüyordu… Düşünüyordu… Yapıyor ve sonrasında değerlendiriyordu…
…
Ne kadar zamanı olduğunu bilmiyordu artık… Burada kalıcı olmadığını biliyordu… Nereye gidecekti? Veya dönecekti? Oradan gelip oraya mı dönecekti? Ondan gelip ona mı dönecekti? Yoksa oradan gelip başka bir yere mi uzaklaşacaktı?
Nefes aldı ve verdi… Bir daha da almadı…
…
Gözleri kapalı gibi bir yolculuk yaptı… Kainatın renklerini gördü o an… Yükseldi… Hiç bu kadar hızlı hareket etmemişti; düşüncelerinden hatta ışıktan bile hızlıydı…
Yüksekten korkardı; minicik bilincinde “korku”yu bulamadı…
Nereye gittiğini biliyor gibi yol aldı… Ta ki “O”na varana kadar…
…
“O”rada olduğunu içindeki huzur, sakinlik ve sıcaklıktan anladı… Bilinci bir açılıyor bir kapanıyordu… Kepçe’deki yerini aldı… Bilinci açıldı bir an… Ona şefkatle yaklaşanı hissetti… Artık güvendeydi…
Havuz’a bırakılırken tüm zerreler ile birlikte olmanın huzurunu hissetti…